Milli değerlerimizin başında İstiklal Marşı geliyor. Rahmetli Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan ve TBMM tarafından kabul edilen bu hürriyet marşı, on kıta 41 satır olup ilk iki kıtası bestelenmiş, icap ettiği yerde heyecanla okunurken geriye kalan sekiz kıtası nadir okunuyor. Aslında ilk sekiz satırın en heyecanlı “Kılıçdaroğlu neden İstiklal Marşı tartışmasına girmedi?” başlığını görünce merakımdan tek satır atlamadan yazıyı sonuna kadar okudum. Deniz Zeyrek, zaten soruya cevabını sona saklamış; o bölüme kadar İstiklal Marşı’nın yazılış ve besteleniş öyküsünü anlatmış yazısında Cevap şu: Türkiye’nin yığınla sorunu varken bu tür konuları Milli değerlerimizin başında İstiklal Marşı geliyor. Rahmetli Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan ve TBMM tarafından kabul edilen bu hürriyet marşı, on kıta 41 satır olup ilk iki kıtası bestelenmiş, icap ettiği yerde heyecanla okunurken geriye kalan sekiz kıtası nadir okunuyor. Madde-9 Yarışmada dereceye giren öğrenciler, İstiklal Marşının Kabul Edildiği Günü ve Mehmet Akif’ Ersoy’u Anma Günü etkinlikleri kapsamında ilde yapılacak törende yerel imkânlar kullanılarak ödüllendirilecektir. Ödül: Plaket ve Kitap. Yarışmada derece alan öğrencilerin isimleri okul, ilçe ve Millî Eğitim II İstiklâl Marşının Kabul edildiği günü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma günü hakkında Kanun: 04.05.2007 Tarihli 5649 sayılı Kanun’a (10/5/2007 – 26518 R.G) Ek: /34 Md. (2021 Yılı, İstiklal Marşı Yılı) III) MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğünün, 04.12.2020 Tarihli ve 17701048 sayılı, Vay Tiền Nhanh Chỉ Cần Cmnd. 1523 Milli Şair Mehmet Akif Ersoy ile ilgili çalışmaları ve konferansları ile bilinen Araştırmacı Yazar Erdal Arslan, İstiklal Marşı'nın şifresini çözdüğünü belirterek, "Mehmet Akif Ersoy, ölümsüz eserini yazdığı 1339 tarihini 39 ve 40'ıncı satırlara gizlemiştir" dedi. Mehmet Akif Ersoy'un Kastamonu'da yaptığı Milli Mücadele Dönemi çalışmalarını içeren "Manifesto" ve "Mehmet Akif'in Kastamonu Günleri" adlı eserler ile İstiklal Marşı'nın yazılış hikayesini kaleme aldığı "Korkma" romanının yazarı olan Erdal Arslan, Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'nı yazarken "Tarih Düşürme Sanatı"nı kullandığını ve "Tamiyeli Ebced" hesabıyla İstiklal Marşı'nı yazdığı yılı gizlediğini ifade etti."MEHMET AKİF'İN İSTİKLAL MARŞI'NDA GİZLEDİĞİ TARİH DÜŞÜRME SANATINI BULDUK"Konuyla ilgili konuşan Yazar Erdal Arslan, "İstiklal Marşı'nın yazılışının 100'üncü yılının ilk aylarında "Korkma" romanı ile İstiklal Marşı'nın yazılış hikayesini belgesel kalitesinde ve tamamen tarihi karakter ve olaylarla ele almıştık. Mevlam, bu anlamlı yıl bitmeden İstiklal Marşı ile ilgili bir bahtiyarlığı daha bize nasip etti ve Mehmet Akif'in İstiklal Marşı'nda gizlediği tarih düşürme sanatını bulduk" İstiklal Marşı'nın yazıldığı tarihin satırlara nasıl gizlendiğini şöyle anlattı"Akif daha doğumunda tarih düşürme sanatı ile tanışmıştır. Babası Tahir Efendi, Akif'in doğum tarihine denk gelen 'Ragıyf' ismini oğluna vermiştir. Ragıyf kelimesindeki harflerin ebced tablosundaki toplam değeri 1290 rakamını vermektedir. Bu da Akif'in doğum tarihi olan yıldır. İsmi bile tarih düşürme sanatı ile ve 'ebced hesabı'yla konulan ve çağının en büyük şairi olan birisinin en büyük eserinde bu sanatı kullanmaması düşünülemezdi. Peki, Akif en büyük eseri olan İstiklal Marşı'nda bu sanatı kullanmış mıydı? Kullanmışsa 100 yıldır neden kimse bunu ortaya çıkaramamıştı? İsmi 'ebced hesabı'yla ve sanatla verilen Akif, Türk Milleti'nin en anlamlı şiirini kaleme aldığında da bu sanatı kullanmıştı. Lakin, döneminin en büyük şairi olan Akif, öyle ilk anda fark edilebilecek, herkesin kolaylıkla çözebileceği bir tarih düşüremezdi. Hem kendi ismine hem de eserinin şanına yakışır, meşakkat, uğraş, emek, gayret sonucu bulunabilen bir tarih düşürmeliydi ki öyle de yaptı!"SON KITADA SATIR SAYISI 5'E ÇIKIYOR"Divan şiirlerinde tarihin son mısraya ya da son beyite düşürülmesi gelenektir. Eğer herhangi bir şifre ya da şairin sadece kendisinin bildiği ve çerçevesini çizdiği ama ipuçlarını da verdiği yöntemler yoksa, son mısrada düşülen tarihi bulmak çok kolaydır. Tamiyeli yani şifreli tarih düşürmelerde de bir takım gelenekselleşmiş kurallar mevcuttur. Son satırda gizlenen tarih bir önceki satırda verilecek olan ekleme, çıkarma ya da hesaba katmama yöntemleriyle bulunur. Akif, İstiklal Marşı'na tarih düşerken geleneksel olan bazı hususları da değiştirmiş ve kendisine has bir yöntemle bunu eserine işlemiştir. Şöyle ki; bilindiği üzere İstiklal Marşı 10 kıta ve 41 satırdan oluşmaktadır. İlk dokuz kıtada kafiye düzeni 'aaaa' şeklindeyken son kıtada hem satır sayısı 5'e çıkıyor hem de fazlalık olan satır kafiye düzenine uymuyor. Tarih düşümünün son satırda yer bulduğunu daha önce ifade etmiştik. O halde neden 41'inci satır değil de 40'ıncı satır diye sorulabilir."EBEDİYYEN SANA YOK, IRKIMA YOK İZMİHLAL" SATIRINDA 2 HUSUSA DİKKAT ÇEKİLİYORİstiklal Marşı'nın son satırı aslında bir tekrar satırıdır. İkinci kıtanın sonundaki 'Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal' satırı 41'inci satır olarak tekrar yazılmıştır. Tarih düşürülme olayını ele alırken bu yüzden tekrar satırı değil, bir üstündeki 40'ıncı satır son satır olarak değerlendirilmelidir. Akif, tarih düşürdüğü satırın 40'ıncı satır olduğunu açıkça belli etse de, 1339 rakamını yani İstiklal Marşı'nın Hicri yazılış tarihini öyle kolay kolay bulunur halde vermiyor. İstiklal Marşı'nın 40'ıncı satırının harflerinin ebced değerleri toplamı, şeddeler dikkate alınmadığında 3 bin 74, şeddeli harfler çift değerlendirildiğinde 3 bin 374' tür. Tamiyeli ebcedde bir üstteki satıra atıfta bulunulduğunu daha önce ifade etmiştik. 39'uncu satıra baktığımızda 'Ebediyyen sana yok ırkıma yok izmihlal' satırında Akif'in iki hususa dikkat çektiği fark edilir. Birincisi, hesaplamada çıkarma yapılması gerektiğinin ipucunu verdiği yok ifadesidir. 'Ebediyyen sana yok ırkıma yok' kelimelerinin 'ebced' değerlerinin bir alttaki, yani son satırdaki değerden çıkarılması gerektiği 'yok' kelimesi ile ortaya çıkmaktadır. İkincisi, 39'uncu satırın son kelimesi olan izmihlal kelimesinin yok sayılması, yani hesaplamada hiç dikkate alınmaması gerektiğidir."1339 TARİHİNİ 39 VE 40'INCI SATIRLARA GİZLEMİŞTİR"'İzmihlal' kelimesinin manasına baktığımızda 'yok olma' manasını taşıdığı görülecektir. 'Ebediyyen sana yok ırkıma yok' kelimelerinin 'ebced' değeri toplamı 746'dır. Son satırın 'ebced' değeri 3 bin 74 olarak ele alınsa da 3 bin 374 olarak ele alınsa da 746 rakamını bu rakamdan çıkardığımızda ortaya 2 bin 328 ve 2 bin 628 rakamları çıkmaktadır ki bu hiçbir anlam ifade etmemektedir. O halde 1339 rakamı nereye, nasıl gizlenmiştir? İşte burada şahsımın ilk defa karşılaştığı başka bir usul ortaya çıkıyor. Son satırda kullanılan harflerin sadece bir kez ele alınmasıyla yapılan ebced hesaplamasında 2 bin 85 rakamına ulaşılır. 2 bin 85 rakamından 746 rakamını çıkardığımızda ise sonuç 1339 olur. Yani İstiklal Marşı'nın yazıldığı Hicri 1339 tarihi. Milli şair Mehmet Akif, en büyük eseri olan İstiklal Marşı'na tamiyeli ebced yöntemiyle tarih düşürmüş ve bu ölümsüz eserini yazdığı 1339 tarihini 39 ve 40'ıncı satırlara gizlemiştir."Yaptığı çalışmanın kendisini gururlandırdığını söyleyen Ayhan, "Ne büyük tevafuktur ki, Akif'in İstiklal Marşı'nın satırları arasına gizlediği şifre, yazıldığı tarihten tam 100 yıl sonra bulunmuştur ve yine ne büyük tevafuktur ki, bu şifreyi bulan kişi, İstiklal Marşı'nın ilk kez gönderildiği Kastamonu'dan çıkmıştır" şeklinde konuştu. Milli curlingcilerin hedefi önce Avrupa sonra Dünya Şampiyonası Malezya'da İstiklal Marşı'nı okutmayı hedefliyorlar Ampute Milli Futbol Takımı'ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Dünya Kupası' sözü Kaynak İHA Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı, Erdal Arslan, Milli, Yerel, Güncel, Son Dakika Son Dakika › Yerel › İstiklal Marşı'nın şifreleri mi var? Araştırmacı Erdal Aslan, satırlar arasındaki gizeme dikkat çekiyor - Son Dakika Bu haber İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanmış olup habere tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı İhlas Haber Ajansı kurumudur. Son Dakika Anasayfa » Manşet » İstiklal Marşı’nın her bir satırı büyük bir anlam ve öneme sahiptir. Atatürkçü Düşünce Derneği Antakya Şube Başkanı Doç. Dr. Kezban Kuran, İstiklal Marşı’nın her bir satırının büyük bir anlam ve öneme sahip olduğunu söyledi. İstiklal Marşının kabulünün 99. Yıldönümü dolayısıyla Yönetim Kurulu adına mesaj yayınlayan Şube Başkanı Doç. Dr. Kezban Kuran düşüncelerini şöyle aktardı “12 Mart 1921 tarihinde kabul edilen İstiklal Marşının “Milli Marş” olarak kabul edilişinin 99. yıldönümünü kutlamanın haklı gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Her ulusu bir arada tutan milli, dini ve kültürel değerleri vardır. Türk Milletinin vatan ve millet sevgisi, özgürlük ve istiklal tutkusu ve bayrağına olan saygısı her zaman milli birlik ve bütünlüğünün simgesi olmuştur. Türk milletinin işgalci kuvvetlere karşı verdiği mücadeleye rehber olan İstiklal Marşı’nın her bir satırı büyük bir anlam ve öneme sahiptir. Özünde, vatan, bayrak ve millet sevgisi ön plana çıkmakta, bağımsızlığımızın her ne pahasına olursa olsun mutlaka elde edileceği ifade edilmiştir. Kahramanlık ve inanç duygularının en güzel şekilde işlendiği İstiklal Marşı, taşıdığı anlam sayesinde milletinin duygu ve düşüncelerine tercüman olan, gerek şiir gerekse ezgisi ile dünyada bir eşi ve benzeri daha bulunmayan eşsiz bir milli marştır. Milletimizin bu kutsal değerlere olan bağlılığını destanlaştıran İstiklal Marşı, yurdumuzun her köşesi işgal altındayken kadını, çocuğu, genci, yaşlısı ile topyekün bir milletin kahramanca mücadelesini dizelere döken bir şaheserdir. Türk Milletinin var olma savaşını ölümsüzleştiren, milletin her bir ferdini ortak ideallerde buluşturan İstiklal Marşımız, gerektiği zaman milletimizin birlik ve beraberlik ile başaramayacağı hiçbir şeyin olmadığının da en güzel kanıtıdır. Bu gün bizlere düşen görev, atalarımızın bize emanet ettiği bu ülkeyi daha güçlü hale getirerek kalkındırmak ve Atatürk’ün koyduğu hedeflerin ötesine taşıyabilmektir. Bizler, İstiklal Marşı’nda ifadesini bulan bağımsızlık ruhunu koruyabildiğimiz sürece hiçbir güç, milli birlik ve bütünlüğümüzü bozamayacaktır. İstiklal Marşımızın kabulü dolayısıyla başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ölümsüz şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u, vatan uğruna şehit ve gazi olan kahramanlarımızı minnet ve şükranla anıyor “Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın” diyen Mehmet Akif’in duasına gönülden katılıyoruz.” İstiklal Marşının Açıklaması ve Anlamı Birinci Bent Bu bentte Türk milletine sesleniliyor. Vatanımızda bir tek insan kalıncaya dek bu vatanı savunacağız. Vatan toprakları üstünde bir tek Türk bile kalsa, bağımsızlığımızı ve bayrağımızı savunacaktır. Bayrağımız dalgalandığı yerden indirilemez, tutsak edilemez, onun için kaygılanma. Bayrak Türk ulusunun yıldızıdır. Bayrağımız her zaman parlayacak ve ulusumuz yaşayacaktır. Eski bir inanca göre, her insanın bir yıldızı vardır; yıldız parladıkça insan yaşar. İstiklal marşımızda şair burada, bayrağımızı ulusumuzun yıldızı sayıyor. ikinci Bent Bu bentte şair, bayrağa sesleniyor. Ey nazlı bayrağımız, ulusumuza kızıp kaşlarını çatma Bayrağın hilâli kaşa benzetilmiştir. Seni gökyüzünde dalgalandırabilmek için ulusumuz çok kan dökmüştür. Eğer kaşlarını çatarsan uğruna dökülen kanlar sana helâl olmaz. Bağımsızlık ulusumuzun hakkıdır. Üçüncü Bent Tarih boyunca özgür yaşamış bir ulusum ben; sonsuza dek de özgür yaşayacağım. Beni tutsak edip zincire vurmak isteyenler ancak çılgınlar olabilir. Çünkü tarih boyunca her türlü zulme karşı koymasını bilen; önüne çıkan her engeli kükremiş bir sel gibi çiğneyip geçen bir ulusum. Bizdeki bağımsızlık aşkı, engin denizlere sığmayacak kadar coşkun ve güçlüdür. Dözrdüncü Bent Bu bentte Batı’nın teknik gücüyle geliştirdiği silahların iman gücü karşısında etkisiz kalacağını belirtilmektedir. “Uygarlığı temsil ettiği ve uygarlık getireceği propagandası ile Doğu aydınlarını kandıran, Doğuyu tutsak eden ve sömüren Avrupalıların yalancı, vahşi ve sahte uygarlığı anlamında olduğu için uygarlığı bir “canavar” olarak görmektedir. O canavar dilediğince ulusun, bana uğursuzluk getirmeye çalışsın, boşunadır. Çünkü içimdeki imanı, onun uğursuz sesi boğamayacaktır. Beşinci Bent 1. Dünya Savaşı’ndan sonra itilaf devletleri Anadolu’yu istilâ ederken olanca vahşetlerini göstermişlerdir. Şair bunu “hayasızca akın” sözüyle dile getiriyor. Türk ulusu bu istilâya karşı çok güç koşullarda direnmiş ve güçlü silâhlara gövdesini siper etmiştir. Tanrının sana kurtuluş için verdiği söz, çok yakın bir gelecekte gerçekleşecektir. Altıncı Bent Bastığın yerleri normal bir toprak sanma. Yurt, sıradan bir toprak parçası binlerce şehidin kanları pahasına elde edilmiştir. Bu toprağın altında binlerce şehit yatmaktadır ve sen onların oğlusun. Atalarını incitme. Ayrıca ülkemiz eşsiz doğa güzellikleriyle cennet gibidir. Sana dünyaları verseler bile bu güzel vatanını verme. Yedinci Bent Herkes, toprağını sıkınca şehit kanı fışkıracak olan bu cennet vatanın uğruna kendini feda eder. Canımı, sevdiklerimi, tüm varımı alsın da Tanrım, yeter ki yaşadığım sürece vatanımdan beni ayrı düşürmesin. Sekizinci Bent Tanrım, senden istediğim şu ki; dince kutsal sayılan yerlere camiler yabancı eli değmesin. Yurdumun üstünde, dinin temeli olan ezan sesleri sonsuza dek işitilsin. Ezandaki şahadet cümlelerinde Allah’ın birliği ve Hz. Muhammed’in peygamberliği bildirilmektedir. Bunlar ise Müslümanlığın temel inançlarıdır. Dokuzuncu Bent Bu dileklerim yerine geldiği zaman, ölmüş bile olsam, yurdumuzda bir mezar taşım kalmışsa, o bile sana minnetini, şükranını dile getirmek için kendinden geçercesine secde eder. Her yaramın içinden kanlı gözyaşlarım boşanır, akar. Cesedimde sevinç ve mutlulukla dolu bir ruh olarak göklere doğru, sana doğru yükselir ve belki de en yüce katına ulaşır. Onuncu Bent Aydınlık, güzel günlerin müjdecisi şafak vakti gibi dalgalan ey şanlı bayrağım! Uğruna döktüğümüz kanların hepsi sana helâl olsun. Sen Türk ulusu ile birlikte sonsuza dek yaşayacaksın. Özgürlük Hakk’a tapan ulusumun ve tarih boyunca özgür yaşamış bayrağımın hakkıdır. İstiklal Marşı Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl… Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl! Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, “Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın… Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli- Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım, Her cerihamdan, ilâhî, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-ı mücerret gibi yerden naşım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl Andromak Tiyatro Oyununun Özeti ve Konusu Yalnızız Özeti Peyami SAFA » Sitemizde İstiklal Marşı'nın 10 kıtasının kıta kıta şeklinde açıklaması ve anlamı açıklanmıştır. Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;O benimdir, o benim milletimindir ancak. İstiklal Marşı'nın 1. kıtasının anlamı Mehmet Akif Türk milletine cesaret,ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi Türk milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden Türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz. Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez. İstiklal Marşı 2. Kıtası Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal! İstiklal Marşı'nın 2. kıtasının anlamı Şair ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak öfke halini ifade eder. Kaş ayrıca edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman Türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır. Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milleti de özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü Türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah'a inandığı ve taptığı için özgürlük onun hakkıdır. İstiklal Marşı 3. Kıtası Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, dağları, enginlere sığmam, taşarım. İstiklal Marşı'nın 3. kıtasının Açıklaması Şair 'ben' diyor.Ancak kast ettiği mana aslında bizdir Türk milleti adına konuşmaktadır Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir. İstiklal Marşı 4. Kıtası Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar? İstiklal Marşı'nın 4. kıtasının anlamı Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan Avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında Avrupa medeniyeti deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair bayıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak Avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken Mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir. İstiklal Marşı 5. Kıtası Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, et gövdeni, dursun bu hayasızca sana va'dettiği günler Hakk'ın...Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. İstiklal Marşı'nın 5. kıtasının Açıklaması Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah'ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaat ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır. İstiklal Marşı 6. Kıtası Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanıDüşün altındaki binlerce kefensiz şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanıVerme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. İstiklal Marşı'nın 6. kıtasının anlamı Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanımız üzerindedir. İstiklal Marşı 7. Kıtası Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. İstiklal Marşı'nın 7. kıtasının anlamı Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin. İstiklal Marşı 8. Kıtası Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeliDeğmesin mabedimin göğsüne namahrem ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli-Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli. İstiklal Marşı'nın 8. kıtasının anlamı Allah'a şair hitap ediyor. Mehmet Akif'in Allah'tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar Türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir. İstiklal Marşı 9. Kıtası O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım,Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım;O zaman yükselerek arşa değer belki başım. İstiklal Marşı'nın 9. kıtasının anlamı Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizin de ruhları şaad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir. İstiklal Marşı 10. Kıtası Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi sana yok, ırkıma yok izmihlalHakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal! İstiklal Marşı'nın 10. kıtasının anlamı Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. Artık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitlerimizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah'a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır. İstiklal Marşı Hakkında Sık Sorulan Sorular Aşağıda İstiklal Marşımız ile ilgili aklınıza takılabilecek konularda soru cevapları bulabilirsiniz. Bunlar haricinde bir sorunuz veya katkınız olursa yorum kısmından bizimle paylaşabilirsiniz. İstiklal Marşı'nda En Çok ve En Az Geçen Kelimeler Hangileridir? Mehmet Akif Ersoy'un Kastamonu'da yaptığı Milli Mücadele Dönemi çalışmalarını içeren "Manifesto" ve "Mehmet Akif'in Kastamonu Günleri" adlı eserler ile İstiklal Marşı'nın yazılış hikayesini kaleme aldığı "Korkma" romanının yazarı olan Erdal Arslan, Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'nı yazarken "Tarih Düşürme Sanatı"nı kullandığını ve "Tamiyeli Ebced" hesabıyla İstiklal Marşı'nı yazdığı yılı gizlediğini ifade etti. "Mehmet Akif'in İstiklal Marşı'nda gizlediği tarih düşürme sanatını bulduk" Konuyla ilgili konuşan Yazar Erdal Arslan, "İstiklal Marşı'nın yazılışının 100'üncü yılının ilk aylarında Korkma romanı ile İstiklal Marşı'nın yazılış hikayesini belgesel kalitesinde ve tamamen tarihi karakter ve olaylarla ele almıştık. Mevlam, bu anlamlı yıl bitmeden İstiklal Marşı ile ilgili bir bahtiyarlığı daha bize nasip etti ve Mehmet Akif'in İstiklal Marşı'nda gizlediği tarih düşürme sanatını bulduk" dedi. "Akif, Türk Milleti'nin en anlamlı şiirini kaleme aldığında da bu sanatı kullanmıştı" İstiklal Marşı'nın da 39 ve 40'ıncı satırlarında yazıldığı tarihin gizlendiğini belirten Arslan, "Akif daha doğumunda tarih düşürme sanatı ile tanışmıştır. Babası Tahir Efendi, Akif'in doğum tarihine denk gelen 'Ragıyf' ismini oğluna vermiştir. Ragıyf kelimesindeki harflerin ebced tablosundaki toplam değeri 1290 rakamını vermektedir. Bu da Akif'in doğum tarihi olan yıldır. İsmi bile tarih düşürme sanatı ile ve 'ebced hesabı'yla konulan ve çağının en büyük şairi olan birisinin en büyük eserinde bu sanatı kullanmaması düşünülemezdi. Peki, Akif en büyük eseri olan İstiklal Marşı'nda bu sanatı kullanmış mıydı? Kullanmışsa 100 yıldır neden kimse bunu ortaya çıkaramamıştı? İsmi 'ebced hesabı'yla ve sanatla verilen Akif, Türk Milleti'nin en anlamlı şiirini kaleme aldığında da bu sanatı kullanmıştı. Lakin, döneminin en büyük şairi olan Akif, öyle ilk anda fark edilebilecek, herkesin kolaylıkla çözebileceği bir tarih düşüremezdi. Hem kendi ismine hem de eserinin şanına yakışır, meşakkat, uğraş, emek, gayret sonucu bulunabilen bir tarih düşürmeliydi ki öyle de yaptı! Divan şiirlerinde tarihin son mısraya ya da son beyite düşürülmesi gelenektir. Eğer herhangi bir şifre ya da şairin sadece kendisinin bildiği ve çerçevesini çizdiği ama ipuçlarını da verdiği yöntemler yoksa, son mısrada düşülen tarihi bulmak çok kolaydır. Tamiyeli yani şifreli tarih düşürmelerde de bir takım gelenekselleşmiş kurallar mevcuttur. Son satırda gizlenen tarih bir önceki satırda verilecek olan ekleme, çıkarma ya da hesaba katmama yöntemleriyle bulunur. Akif, İstiklal Marşı'na tarih düşerken geleneksel olan bazı hususları da değiştirmiş ve kendisine has bir yöntemle bunu eserine işlemiştir. Şöyle ki; Bilindiği üzere İstiklal Marşı 10 kıta ve 41 satırdan oluşmaktadır. İlk dokuz kıtada kafiye düzeni 'aaaa' şeklindeyken son kıtada hem satır sayısı 5'e çıkıyor hem de fazlalık olan satır kafiye düzenine uymuyor. Tarih düşümünün son satırda yer bulduğunu daha önce ifade etmiştik. O halde neden 41'inci satır değil de 40'ıncı satır diye sorulabilir" diye konuştu. "Eserini yazdığı 1339 tarihini 39 ve 40'ıncı satırlara gizlemiştir" Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü "İstiklal Marşı'nın son satırı aslında bir tekrar satırıdır. İkinci kıtanın sonundaki Hakkıdır Hakka Tapan Milletimin İstiklal satırı 41'inci satır olarak tekrar yazılmıştır. Tarih düşürülme olayını ele alırken bu yüzden tekrar satırı değil, bir üstündeki 40'ıncı satır son satır olarak değerlendirilmelidir. Akif, tarih düşürdüğü satırın 40'ıncı satır olduğunu açıkça belli etse de, 1339 rakamını yani İstiklal Marşı'nın Hicri yazılış tarihini öyle kolay kolay bulunur halde vermiyor. İstiklal Marşı'nın 40'ıncı satırının harflerinin ebced değerleri toplamı, şeddeler dikkate alınmadığında 3 bin 74, şeddeli harfler çift değerlendirildiğinde 3 bin 374' tür. Tamiyeli ebcedde bir üstteki satıra atıfta bulunulduğunu daha önce ifade etmiştik. 39'uncu satıra baktığımızda 'Ebediyyen sana yok ırkıma yok izmihlal' satırında Akif'in iki hususa dikkat çektiği fark edilir. Birincisi, hesaplamada çıkarma yapılması gerektiğinin ipucunu verdiği yok ifadesidir. 'Ebediyyen sana yok ırkıma yok' kelimelerinin 'ebced' değerlerinin bir alttaki, yani son satırdaki değerden çıkarılması gerektiği 'yok' kelimesi ile ortaya çıkmaktadır. İkincisi, 39'uncu satırın son kelimesi olan izmihlal kelimesinin yok sayılması, yani hesaplamada hiç dikkate alınmaması gerektiğidir. 'İzmihlal' kelimesinin manasına baktığımızda 'yok olma' manasını taşıdığı görülecektir. 'Ebediyyen sana yok ırkıma yok' kelimelerinin 'ebced' değeri toplamı 746'dır. Son satırın 'ebced' değeri 3 bin 74 olarak ele alınsa da 3 bin 374 olarak ele alınsa da 746 rakamını bu rakamdan çıkardığımızda ortaya 2 bin 328 ve 2 bin 628 rakamları çıkmaktadır ki bu hiçbir anlam ifade etmemektedir. O halde 1339 rakamı nereye, nasıl gizlenmiştir? İşte burada şahsımın ilk defa karşılaştığı başka bir usul ortaya çıkıyor. Son satırda kullanılan harflerin sadece bir kez ele alınmasıyla yapılan ebced hesaplamasında 2 bin 85 rakamına ulaşılır. 2 bin 85 rakamından 746 rakamını çıkardığımızda ise sonuç 1339 olur. Yani İstiklal Marşı'nın yazıldığı Hicri 1339 tarihi. Milli Şair Mehmet Akif, en büyük eseri olan İstiklal Marşı'na tamiyeli ebced yöntemiyle tarih düşürmüş ve bu ölümsüz eserini yazdığı 1339 tarihini 39 ve 40'ıncı satırlara gizlemiştir." Yaptığı çalışmanın kendisini gururlandırdığını söyleyen Ayhan, "Ne büyük tevafuktur ki, Akif'in İstiklal Marşı'nın satırları arasına gizlediği şifre, yazıldığı tarihten tam 100 yıl sonra bulunmuştur. Ve yine ne büyük tevafuktur ki, bu şifreyi bulan kişi, İstiklal Marşı'nın ilk kez gönderildiği Kastamonu'dan çıkmıştır" şeklinde konuştu. Diğer Güncel Haberler için tıklayın

istiklal marşının satır satır anlamı