bebeközlemi çeken kadınlar 41 gün meryem suresi okusun adetliyken başkasına okutsun amaç 41 güne tamamlamak. 41 gün sonunda 3 gün tutabilirseniz o
MülkSûresi Fazileti. Resûlullah (s.a.s.) Mülk sûresinin faziletiyle ilgili şöyle buyurmuştur: “Kur’ân-ı Kerîm’de otuz âyetlik bir sûre vardır ki, okuyan kimseye şefaat eder ve onun günahı bağışlanır. Bu sûre Tebârekellezî bi-yedihi’l-mülk’tür.” (Ebû Dâvûd, Ramazan 10; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9)
Enünlü okuyucuların sesiyle Enfâl Suresi indirin: Enfâl Suresi mp3: Enfâl Suresi yüksek kalitede dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçerek. Ahmed El Agamy. Bandar Balila. Khalid Al Jalil. Saad Al Ghamdi. Saud Al Shuraim.
Enfâlsuresi | Şeyh Hafız Yaser Al-Dosari - ياسر الدوسري (Al-Anfal Sureyi indir ve dinle ,Yaser Al-Dosari sesinde yüksek kaliteli seste mp3).
8– Enfal Suresi: 46 – Ahkaf Suresi: 84 Mülk Suresi Arapça ve Türkçe Oku 11 Kasım 2017 327,256 ; 1. Cüz Oku – Bilgisayar Hatlı Kur’an-ı Kerim Oku
Vay Tiền Nhanh Chỉ Cần Cmnd. Türkçe Kuran-ı Kerim 327,532 Görüntüleme Mülk Suresi – 561. Sayfa – 29. Cüzün 1. Hizbi Mülk Suresi – 562. Sayfa – 29. Cüzün 1. Hizbi Mülk Suresi, Kalem Suresi – 563. Sayfa – 29. Cüzün 1. Hizbi Mülk Suresi Arapça ve Türkçe Oku bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey’in kadîrkadîrun. halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâamelen, ve huvel azî zul gafûrgafûru. halaka seb’a semâvâtin tibâkâtibâkan, mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvuttefâvutin, ferciıl basara hel terâ min futûrfutûrin. basara kerrateyni yenkalib lieykel basaru hâsien ve huve hasîrhasîrun. lekad zeyyennâs semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a’tednâ lehum azâbes saîrsaîri. lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennemcehenneme, ve bi’sel masîrmasîru. ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûrtefûru. temeyyezu minel gayzgayzi, kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîrnezîrun. belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey’in entum illâ fî dalâlin kebîrkebîrin. kâlû lev kunnâ nesmeu ev na’kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîrsaîri. bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîrsaîri. yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiratun ve ecrun kebîrkebîrun. esirrû kavlekum evicherû bihî, innehu alîmun bi zâtis sudûrsudûri. lâ ya’lemu men halaka, ve huvel latîful habîrhabîru. ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıhî, ve ileyhin nuşûrnuşûru. emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûrtemûru. emintum men fîs semâi en yursile aleykum hâsıbâhâsiben fe se ta’lemûne keyfe nezîrnezîri. lekad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîrnekîri. ve lem yerav ilât tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdne, mâ yumsikuhunne illâr rahmânrahmânu, innehu bi kulli şey’in basîrbasîrun. men hâzâllezî huve cundun lekum yansurukum min dûnir rahmânrahmâni, inil kâfirûne illâ fî gurûrgurûrın. men hâzâllezî yerzukukum in emseke rızkahu, bel leccû fî utuvvin ve nufûrnufûrın. fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ em men yemşî seviyyen alâ sırâtın mustakîmmustakîmin. huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem’a vel ebsâra vel ef’idete, kalîlen mâ teşkurûnteşkurûne. huvellezî zeraekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûntuhşerûne. yekûlûne metâ hâzâl va’du in kuntum sâdikînsâdikîne. innemâl ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubînmubînun. lemmâ raevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzâllezî kuntum bihî teddeûnteddeûne. e raeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîmelîmin. huver rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelnâ, fe se ta’lemûne men huve fî dalâlin mubînmubînin. e raeytum in asbaha mâukum gavran fe men ye’tîkum bi mâin maînmaînin.
Yüzlerce vatandaş, Deterjanpazarı com tarafından dolandırıldıklarını ileri sürdü
Kur'an İçerisinde Ara Ayet altı "Oku" ikonu bazı kullanıcılarda çalışmamaktadır. Sorun ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir. Alfabetik Sıralama Mushaf Sıralaması Nüzûl Sıralaması Fâtiha Suresi1Bakara Suresi2Âl-i İmrân Suresi3Nisâ Suresi4Mâide Suresi5En'âm Suresi6A'râf Suresi7Enfâl Suresi8Tevbe Suresi9Yunus Suresi10Hûd Suresi11Yusuf Suresi12Ra'd Suresi13İbrahim Suresi14Hicr Suresi15Nahl Suresi16İsrâ Suresi17Kehf Suresi18Meryem Suresi19Tâ-Hâ Suresi20Enbiyâ Suresi21Hac Suresi22Mü'minûn Suresi23Nûr Suresi24Furkan Suresi25Şuarâ Suresi26Neml Suresi27Kasas Suresi28Ankebût Suresi29Rûm Suresi30Lokman Suresi31Secde Suresi32Ahzâb Suresi33Sebe Suresi34Fâtır Suresi35Yâsin Suresi36Sâffât Suresi37Sâd Suresi38Zümer Suresi39Mü'min Suresi40Fussilet Suresi41Şûrâ Suresi42Zuhruf Suresi43Duhân Suresi44Câsiye Suresi45Ahkaf Suresi46Muhammed Suresi47Fetih Suresi48Hucurât Suresi49Kaf Suresi50Zâriyât Suresi51Tûr Suresi52Necm Suresi53Kamer Suresi54Rahmân Suresi55Vâkıa Suresi56Hadid Suresi57Mücâdele Suresi58Haşr Suresi59Mümtehine Suresi60Saf Suresi61Cum'a Suresi62Münâfikûn Suresi63Teğabün Suresi64Talâk Suresi65Tahrim Suresi66Mülk Suresi67Kalem Suresi68Hâkka Suresi69Meâric Suresi70Nuh Suresi71Cin Suresi72Müzzemmil Suresi73Müddessir Suresi74Kıyamet Suresi75İnsan Suresi76Mürselât Suresi77Nebe Suresi78Nâziât Suresi79Abese Suresi80Tekvir Suresi81İnfitâr Suresi82Mutaffifin Suresi83İnşikak Suresi84Bürûc Suresi85Târık Suresi86A'lâ Suresi87Ğâşiye Suresi88Fecr Suresi89Beled Suresi90Şems Suresi91Leyl Suresi92Duhâ Suresi93İnşirâh Suresi94Tin Suresi95Alak Suresi96Kadir Suresi97Beyyine Suresi98Zilzâl Suresi99Âdiyât Suresi100Kâria Suresi101Tekâsür Suresi102Asr Suresi103Hümeze Suresi104Fil Suresi105Kureyş Suresi106Mâ'ûn Suresi107Kevser Suresi108Kâfirûn Suresi109Nasr Suresi110Tebbet Suresi111İhlâs Suresi112Felâk Suresi113Nâs Suresi114 A'lâ Suresi87A'râf Suresi7Abese Suresi80Âdiyât Suresi100Ahkaf Suresi46Ahzâb Suresi33Âl-i İmrân Suresi3Alak Suresi96Ankebût Suresi29Asr Suresi103Bakara Suresi2Beled Suresi90Beyyine Suresi98Bürûc Suresi85Câsiye Suresi45Cin Suresi72Cum'a Suresi62Duhâ Suresi93Duhân Suresi44En'âm Suresi6Enbiyâ Suresi21Enfâl Suresi8Fâtiha Suresi1Fâtır Suresi35Fecr Suresi89Felâk Suresi113Fetih Suresi48Fil Suresi105Furkan Suresi25Fussilet Suresi41Ğâşiye Suresi88Hac Suresi22Hadid Suresi57Hâkka Suresi69Haşr Suresi59Hicr Suresi15Hucurât Suresi49Hûd Suresi11Hümeze Suresi104İbrahim Suresi14İhlâs Suresi112İnfitâr Suresi82İnsan Suresi76İnşikak Suresi84İnşirâh Suresi94İsrâ Suresi17Kadir Suresi97Kaf Suresi50Kâfirûn Suresi109Kalem Suresi68Kamer Suresi54Kâria Suresi101Kasas Suresi28Kehf Suresi18Kevser Suresi108Kıyamet Suresi75Kureyş Suresi106Leyl Suresi92Lokman Suresi31Mâ'ûn Suresi107Mâide Suresi5Meâric Suresi70Meryem Suresi19Mü'min Suresi40Mü'minûn Suresi23Mücâdele Suresi58Müddessir Suresi74Muhammed Suresi47Mülk Suresi67Mümtehine Suresi60Münâfikûn Suresi63Mürselât Suresi77Mutaffifin Suresi83Müzzemmil Suresi73Nahl Suresi16Nâs Suresi114Nasr Suresi110Nâziât Suresi79Nebe Suresi78Necm Suresi53Neml Suresi27Nisâ Suresi4Nuh Suresi71Nûr Suresi24Ra'd Suresi13Rahmân Suresi55Rûm Suresi30Sâd Suresi38Saf Suresi61Sâffât Suresi37Sebe Suresi34Secde Suresi32Şems Suresi91Şuarâ Suresi26Şûrâ Suresi42Tâ-Hâ Suresi20Tahrim Suresi66Talâk Suresi65Târık Suresi86Tebbet Suresi111Teğabün Suresi64Tekâsür Suresi102Tekvir Suresi81Tevbe Suresi9Tin Suresi95Tûr Suresi52Vâkıa Suresi56Yâsin Suresi36Yunus Suresi10Yusuf Suresi12Zâriyât Suresi51Zilzâl Suresi99Zuhruf Suresi43Zümer Suresi39 Alak Suresi96Kalem Suresi68Müzzemmil Suresi73Müddessir Suresi74Fâtiha Suresi1Tebbet Suresi111Tekvir Suresi81A'lâ Suresi87Leyl Suresi92Fecr Suresi89Duhâ Suresi93İnşirâh Suresi94Asr Suresi103Âdiyât Suresi100Kevser Suresi108Tekâsür Suresi102Mâ'ûn Suresi107Kâfirûn Suresi109Fil Suresi105Felâk Suresi113Nâs Suresi114İhlâs Suresi112Necm Suresi53Abese Suresi80Kadir Suresi97Şems Suresi91Bürûc Suresi85Tin Suresi95Kureyş Suresi106Kâria Suresi101Kıyamet Suresi75Hümeze Suresi104Mürselât Suresi77Kaf Suresi50Beled Suresi90Târık Suresi86Kamer Suresi54Sâd Suresi38A'râf Suresi7Cin Suresi72Yâsin Suresi36Furkan Suresi25Fâtır Suresi35Meryem Suresi19Tâ-Hâ Suresi20Vâkıa Suresi56Şuarâ Suresi26Neml Suresi27Kasas Suresi28İsrâ Suresi17Yunus Suresi10Hûd Suresi11Yusuf Suresi12Hicr Suresi15En'âm Suresi6Sâffât Suresi37Lokman Suresi31Sebe Suresi34Zümer Suresi39Mü'min Suresi40Fussilet Suresi41Şûrâ Suresi42Zuhruf Suresi43Duhân Suresi44Câsiye Suresi45Ahkaf Suresi46Zâriyât Suresi51Ğâşiye Suresi88Kehf Suresi18Nahl Suresi16Nuh Suresi71İbrahim Suresi14Enbiyâ Suresi21Mü'minûn Suresi23Secde Suresi32Tûr Suresi52Mülk Suresi67Hâkka Suresi69Meâric Suresi70Nebe Suresi78Nâziât Suresi79İnfitâr Suresi82İnşikak Suresi84Rûm Suresi30Ankebût Suresi29Mutaffifin Suresi83Bakara Suresi2Enfâl Suresi8Âl-i İmrân Suresi3Ahzâb Suresi33Mümtehine Suresi60Nisâ Suresi4Zilzâl Suresi99Hadid Suresi57Muhammed Suresi47Ra'd Suresi13Rahmân Suresi55İnsan Suresi76Talâk Suresi65Beyyine Suresi98Haşr Suresi59Nûr Suresi24Hac Suresi22Münâfikûn Suresi63Mücâdele Suresi58Hucurât Suresi49Tahrim Suresi66Teğabün Suresi64Saf Suresi61Cum'a Suresi62Fetih Suresi48Mâide Suresi5Tevbe Suresi9Nasr Suresi110 Mülk Suresi 30 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 77. sure olarak Kerim'de 561 sayfa numarasında yer almaktadır. Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin. . ayet ile . ayet arasını Türkçe Meal Arapça Metin Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ 1- Mülk elinde olan Allah çok yücedir-mukaddestir. O, her şeye kadirdir güç yetirendir. 67-Mülk 1 تَبَارَكَ الَّذ۪ي بِيَدِهِ الْمُلْكُۘ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌۙ Mülk elinde olan Allah çok yücedir-mukaddestir. O, her şeye kadirdir güç yetirendir. -1 2- O, hanginizin daha güzel amelde-işde bulunacağını denemek ortaya çıkarmak için ölümü ve hayatı yarattı. O Aziz'dir üstün ve güçlü olandır, Gafur'dur çok bağışlayandır. 67-Mülk 2 اَلَّذ۪ي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيٰوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلاًۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْغَفُورُۙ O, hanginizin daha güzel amelde-işde bulunacağını denemek ortaya çıkarmak için ölümü ve hayatı yarattı. O Aziz'dir üstün ve güçlü olandır, Gafur'dur çok bağışlayandır. -2 3- O, yedi göğü kat kat ayrı tabakalar halinde yaratmıştır. Rahman'ın yaratmasında hiçbir uygunsuzluk düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir de bir bak iki gök-iki tabaka arasında bir yarık-bir çatlak görüyor musun? 67-Mülk 3 اَلَّذ۪ي خَلَقَ سَبْعَ سَمٰوَاتٍ طِبَاقاًۜ مَا تَرٰى ف۪ي خَلْقِ الرَّحْمٰنِ مِنْ تَفَاوُتٍۜ فَارْجِعِ الْبَصَرَۙ هَلْ تَرٰى مِنْ فُطُورٍ O, yedi göğü kat kat ayrı tabakalar halinde yaratmıştır. Rahman'ın yaratmasında hiçbir uygunsuzluk düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir de bir bak iki gök-iki tabaka arasında bir yarık-bir çatlak görüyor musun? -3 4- Sonra gözünü iki kere tekrar tekrar çevirip-bak. Sonunda o göz ufak bir çatlak bulamamaktan şaşkın-aciz ve yorgun olarak sana dönecektir. 67-Mülk 4 ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنْقَلِبْ اِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِئاً وَهُوَ حَس۪يرٌ Sonra gözünü iki kere tekrar tekrar çevirip-bak. Sonunda o göz ufak bir çatlak bulamamaktan şaşkın-aciz ve yorgun olarak sana dönecektir. -4 5- Andolsun ki Biz yakın göğü dünya göğünü kandillerle süsleyip-donattık. Onu şeytanlar için atılan taşlar kıldık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık. 67-Mülk 5 وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِمَصَاب۪يحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُوماً لِلشَّيَاط۪ينِ وَاَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّع۪يرِ Andolsun ki Biz yakın göğü dünya göğünü kandillerle süsleyip-donattık. Onu şeytanlar için atılan taşlar kıldık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık. -5 6- Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Orası gidilip-varılacak ne kötü bir yerdir. 67-Mülk 6 وَلِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ عَذَابُ جَهَنَّمَۜ وَبِئْسَ الْمَص۪يرُ Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Orası gidilip-varılacak ne kötü bir yerdir. -6 7- İçine atıldıkları zaman onun kaynar haldeki uğultusunu işitirler. 67-Mülk 7 اِذَٓا اُلْقُوا ف۪يهَا سَمِعُوا لَهَا شَه۪يقاً وَهِيَ تَفُورُۙ İçine atıldıkları zaman onun kaynar haldeki uğultusunu işitirler. -7 8- Neredeyse içindeki cehennemliklere duyduğu öfkesinden çatlayacak. Herbir grup içine atıldığında, bekçileri onlara "Size bir uyarıcı-korkutucu gelmedi mi?" diye sorarlar. 67-Mülk 8 تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِۜ كُلَّمَٓا اُلْقِيَ ف۪يهَا فَوْجٌ سَاَلَهُمْ خَزَنَتُهَٓا اَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذ۪يرٌ Neredeyse içindeki cehennemliklere duyduğu öfkesinden çatlayacak. Herbir grup içine atıldığında, bekçileri onlara "Size bir uyarıcı-korkutucu gelmedi mi?" diye sorarlar. -8 9- Onlar "Evet. Bize gerçekten uyarıcı-korkutucu geldi. Fakat biz yalanladık ve 'Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir şaşkınlık-sapıklık içindesiniz' dedik" derler. 67-Mülk 9 قَالُوا بَلٰى قَدْ جَٓاءَنَا نَذ۪يرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللّٰهُ مِنْ شَيْءٍۚ اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا ف۪ي ضَلَالٍ كَب۪يرٍ Onlar "Evet. Bize gerçekten uyarıcı-korkutucu geldi. Fakat biz yalanladık ve 'Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir şaşkınlık-sapıklık içindesiniz' dedik" derler. -9 10- Ve derler ki "Eğer kulak verip-dinlemiş veya akıl etmiş olsaydık, bu alevli ateşin halkı arasında olmazdık." 67-Mülk 10 وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ اَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا ف۪ٓي اَصْحَابِ السَّع۪يرِ Ve derler ki "Eğer kulak verip-dinlemiş veya akıl etmiş olsaydık, bu alevli ateşin halkı arasında olmazdık." -10 11- Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateşin halkı rahmetten ve umuddan uzak olsun. 67-Mülk 11 فَاعْتَرَفُوا بِذَنْبِهِمْۚ فَسُحْقاً لِاَصْحَابِ السَّع۪يرِ Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateşin halkı rahmetten ve umuddan uzak olsun. -11 12- Rablerinden gaybda O'nu görmedikleri halde huşu duyanlara kalpleri saygıyla titreyenlere gelince, onlar için elbette mağfiret bağışlanma ve büyük ecir-mükafat vardır. 67-Mülk 12 اِنَّ الَّذ۪ينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَاَجْرٌ كَب۪يرٌ Rablerinden gaybda O'nu görmedikleri halde huşu duyanlara kalpleri saygıyla titreyenlere gelince, onlar için elbette mağfiret bağışlanma ve büyük ecir-mükafat vardır. -12 13- Sözünüzü ister gizleyin, ister onu açığa vurun. Muhakkak ki O, sinelerin özünde olanı bilendir. 67-Mülk 13 وَاَسِرُّوا قَوْلَكُمْ اَوِ اجْهَرُوا بِه۪ۜ اِنَّهُ عَل۪يمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ Sözünüzü ister gizleyin, ister onu açığa vurun. Muhakkak ki O, sinelerin özünde olanı bilendir. -13 14- Yaratan yarattığını bilmez mi? O Latif'tir kullarına karşı çok ince-hassas ve lutfedicidir, Habir'dir her şeyden haberdar olandır. 67-Mülk 14 اَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَۜ وَهُوَ اللَّط۪يفُ الْخَب۪يرُ۟ Yaratan yarattığını bilmez mi? O Latif'tir kullarına karşı çok ince-hassas ve lutfedicidir, Habir'dir her şeyden haberdar olandır. -14 15- Sizin için yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. Böylece onun omuzlarında yürüyün ve O'nun rızkından yeyin. Sonunda dönüş O'nadır. 67-Mülk 15 هُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ ذَلُولاً فَامْشُوا ف۪ي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِنْ رِزْقِه۪ۜ وَاِلَيْهِ النُّشُورُ Sizin için yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. Böylece onun omuzlarında yürüyün ve O'nun rızkından yeyin. Sonunda dönüş O'nadır. -15 16- Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman o sarsılıp-sallanmaktadır. 67-Mülk 16 ءَاَمِنْتُمْ مَنْ فِي السَّمَٓاءِ اَنْ يَخْسِفَ بِكُمُ الْاَرْضَ فَاِذَا هِيَ تَمُورُۙ Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman o sarsılıp-sallanmaktadır. -16 17- Yoksa gökte olanın üzerinize taş yağdıran kuşlar göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz yakında Benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz. 67-Mülk 17 اَمْ اَمِنْتُمْ مَنْ فِي السَّمَٓاءِ اَنْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِباًۜ فَسَتَعْلَمُونَ كَيْفَ نَذ۪يرِ Yoksa gökte olanın üzerinize taş yağdıran kuşlar göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz yakında Benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz. -17 18- Andolsun ki kendilerinden öncekiler de Lut kavmi, Eyke halkı ve Fil ashabı da bunlar gibi yalanladı. Bir bak, inkarcıları inkarım nasıl oldu? 67-Mülk 18 وَلَقَدْ كَذَّبَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَك۪يرِ Andolsun ki kendilerinden öncekiler de Lut kavmi, Eyke halkı ve Fil ashabı da bunlar gibi yalanladı. Bir bak, inkarcıları inkarım nasıl oldu? -18 19- Onlar, üstlerinde kanat açıp kapayarak dizi dizi uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman'dan başkası engelleyip tutmuyor. Muhakkak ki O, her şeyi hakkıyla görendir. 67-Mülk 19 اَوَلَمْ يَرَوْا اِلَى الطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَٓافَّاتٍ وَيَقْبِضْنَۜ مَا يُمْسِكُهُنَّ اِلَّا الرَّحْمٰنُۜ اِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ بَص۪يرٌ Onlar, üstlerinde kanat açıp kapayarak dizi dizi uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman'dan başkası engelleyip tutmuyor. Muhakkak ki O, her şeyi hakkıyla görendir. -19 20- Veya kuşları tutup-engelleyen Rahman'dan başka ona taş yağdırana karşı size yardım edecek ordunuz-askerleriniz kimdir? Kafirler ancak kendilerini aldatan bir gurur içindedirler. 67-Mülk 20 اَمَّنْ هٰذَا الَّذ۪ي هُوَ جُنْدٌ لَكُمْ يَنْصُرُكُمْ مِنْ دُونِ الرَّحْمٰنِۜ اِنِ الْكَافِرُونَ اِلَّا ف۪ي غُرُورٍۚ Veya kuşları tutup-engelleyen Rahman'dan başka ona taş yağdırana karşı size yardım edecek ordunuz-askerleriniz kimdir? Kafirler ancak kendilerini aldatan bir gurur içindedirler. -20 21- Eğer O, rızkınızı tutup-kesecek olsa sizin rızkınızı verecek olan kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefret içinde direnip durmaktadırlar. 67-Mülk 21 اَمَّنْ هٰذَا الَّذ۪ي يَرْزُقُكُمْ اِنْ اَمْسَكَ رِزْقَهُۚ بَلْ لَجُّوا ف۪ي عُتُوٍّ وَنُفُورٍ Eğer O, rızkınızı tutup-kesecek olsa sizin rızkınızı verecek olan kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefret içinde direnip durmaktadırlar. -21 22- Yüzükoyun sürünüp-giden mi daha çok hidayete ermiştir yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı? 67-Mülk 22 اَفَمَنْ يَمْش۪ي مُكِباًّ عَلٰى وَجْهِه۪ٓ اَهْدٰٓى اَمَّنْ يَمْش۪ي سَوِياًّ عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ Yüzükoyun sürünüp-giden mi daha çok hidayete ermiştir yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı? -22 23- De ki "Sizi inşa edip yaratan, size genelde aynı işitme, görme duyusu ve özelde ayrı gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?" 67-Mülk 23 قُلْ هُوَ الَّـذ۪ٓي اَنْشَاَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَالْاَفْـِٔدَةَۜ قَل۪يلاً مَا تَشْكُرُونَ De ki "Sizi inşa edip yaratan, size genelde aynı işitme, görme duyusu ve özelde ayrı gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?" -23 24- De ki "Sizi yeryüzünde çoğaltıp-yayan O'dur. Siz O'nun huzuruna gelip-toplanacaksınız" 67-Mülk 24 قُلْ هُوَ الَّذ۪ي ذَرَاَكُمْ فِي الْاَرْضِ وَاِلَيْهِ تُحْشَرُونَ De ki "Sizi yeryüzünde çoğaltıp-yayan O'dur. Siz O'nun huzuruna gelip-toplanacaksınız" -24 25- Derler ki "Eğer sadıklardan doğru sözlülerden iseniz bu vaad-tehdit ne zaman gerçekleşecek?" 67-Mülk 25 وَيَقُولُونَ مَتٰى هٰذَا الْوَعْدُ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ Derler ki "Eğer sadıklardan doğru sözlülerden iseniz bu vaad-tehdit ne zaman gerçekleşecek?" -25 26- De ki "Bununla ilgili ilim-bilgi ancak Allah'ın katındandır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcı-korkutucuyum." 67-Mülk 26 قُلْ اِنَّمَا الْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِۖ وَاِنَّمَٓا اَنَا۬ نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌ De ki "Bununla ilgili ilim-bilgi ancak Allah'ın katındandır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcı-korkutucuyum." -26 27- Fakat onu yakın olarak gördüklerinde, inkar edenlerin yüzleri kötüleşip-kararır ve onlara "İşte sizin alay ederek isteyip durduğunuz budur" denir. 67-Mülk 27 فَلَمَّا رَاَوْهُ زُلْفَةً س۪ٓيـَٔتْ وُجُوهُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَق۪يلَ هٰذَا الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تَدَّعُونَ Fakat onu yakın olarak gördüklerinde, inkar edenlerin yüzleri kötüleşip-kararır ve onlara "İşte sizin alay ederek isteyip durduğunuz budur" denir. -27 28- De ki "Bana görüşünüzü söyler misiniz? Beni ve benimle birlikte olanları Allah dilerse helak eder veya rahmetiyle esirger. Peki sizi
Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor Mülk 1 Mealleri Karşılaştır Tebârekellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey’in kadîrkadîrun. بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ تَبَٰرَكَ ٱلَّذِى بِيَدِهِ ٱلْمُلْكُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. Mülk 2 Mealleri Karşılaştır Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâamelen, ve huvel azî zul gafûrgafûru. ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلْمَوْتَ وَٱلْحَيَوٰةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا ۚ وَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْغَفُورُ O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. Mülk 3 Mealleri Karşılaştır Ellezî halaka seb´a semâvâtin tibâkâtibâkan, mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvuttefâvutin, ferciıl basara hel terâ min futûrfutûrin. ٱلَّذِى خَلَقَ سَبْعَ سَمَٰوَٰتٍ طِبَاقًا ۖ مَّا تَرَىٰ فِى خَلْقِ ٱلرَّحْمَٰنِ مِن تَفَٰوُتٍ ۖ فَٱرْجِعِ ٱلْبَصَرَ هَلْ تَرَىٰ مِن فُطُورٍ O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak ve düzensizlik görüyor musun? Mülk 4 Mealleri Karşılaştır Summerciıl basara kerreteyni yenkalib lieykel basaru hâsien ve huve hasîrhasîrun. ثُمَّ ٱرْجِعِ ٱلْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ إِلَيْكَ ٱلْبَصَرُ خَاسِئًا وَهُوَ حَسِيرٌ Sonra tekrar tekrar bak; bakışların aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir. Mülk 5 Mealleri Karşılaştır Ve lekad zeyyennes semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a’tednâ lehum azâbes saîrsaîri. وَلَقَدْ زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنْيَا بِمَصَٰبِيحَ وَجَعَلْنَٰهَا رُجُومًا لِّلشَّيَٰطِينِ ۖ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ ٱلسَّعِيرِ Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve ahirette de onlara alevli ateş azabını hazırladık. Mülk 6 Mealleri Karşılaştır Ve lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennemcehenneme, ve bi’sel masîrmasîru. وَلِلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِرَبِّهِمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ ۖ وَبِئْسَ ٱلْمَصِيرُ Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası! Mülk 7 Mealleri Karşılaştır İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûrtefûru. إِذَآ أُلْقُوا۟ فِيهَا سَمِعُوا۟ لَهَا شَهِيقًا وَهِىَ تَفُورُ Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler. Mülk 8 Mealleri Karşılaştır Tekâdu temeyyezu minel gayzgayzi, kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîrnezîrun. تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ ٱلْغَيْظِ ۖ كُلَّمَآ أُلْقِىَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَآ أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar. Mülk 9 Mealleri Karşılaştır Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey´in entum illâ fî dalâlin kebîrkebîrin. قَالُوا۟ بَلَىٰ قَدْ جَآءَنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ ٱللَّهُ مِن شَىْءٍ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا فِى ضَلَٰلٍ كَبِيرٍ Onlar da şöyle derler “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik.” Mülk 10 Mealleri Karşılaştır Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na´kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîrsaîri. وَقَالُوا۟ لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِىٓ أَصْحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ Yine şöyle derler “Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık.” Mülk 11 Mealleri Karşılaştır Fa’terefû bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîrsaîri. فَٱعْتَرَفُوا۟ بِذَنۢبِهِمْ فَسُحْقًا لِّأَصْحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun! Mülk 12 Mealleri Karşılaştır İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiretun ve ecrun kebîrkebîrun. إِنَّ ٱلَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِٱلْغَيْبِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. Mülk 13 Mealleri Karşılaştır Ve esirrû kavlekum evicherû bihbihî, innehu alîmun bi zâtis sudûrsudûri. وَأَسِرُّوا۟ قَوْلَكُمْ أَوِ ٱجْهَرُوا۟ بِهِۦٓ ۖ إِنَّهُۥ عَلِيمٌۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; fark etmez. Şüphesiz Allah, sinelerin özünü kalplerde olanı hakkıyla bilir. Mülk 14 Mealleri Karşılaştır Elâ ya’lemu men halakhalaka, ve huvel latîful habîrhabîru. أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ ٱللَّطِيفُ ٱلْخَبِيرُ Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır. Mülk 15 Mealleri Karşılaştır Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıhrızkıhî, ve ileyhin nuşûrnuşûru. هُوَ ٱلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ ٱلْأَرْضَ ذَلُولًا فَٱمْشُوا۟ فِى مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا۟ مِن رِّزْقِهِۦ ۖ وَإِلَيْهِ ٱلنُّشُورُ O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır. Mülk 16 Mealleri Karşılaştır E emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûrtemûru. ءَأَمِنتُم مَّن فِى ٱلسَّمَآءِ أَن يَخْسِفَ بِكُمُ ٱلْأَرْضَ فَإِذَا هِىَ تَمُورُ Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman bir de bakarsınız yeryüzü şiddetle çalkalanıyor. Mülk 17 Mealleri Karşılaştır Em emintum men fîs semâi en yursile aleykum hâsıbâhâsiben fe se ta’lemûne keyfe nezîrnezîri. أَمْ أَمِنتُم مَّن فِى ٱلسَّمَآءِ أَن يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ كَيْفَ نَذِيرِ Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz! Mülk 18 Mealleri Karşılaştır Ve lekad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîrnekîri. وَلَقَدْ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkâr etmenin sonucu nasıl oldu!? Mülk 19 Mealleri Karşılaştır E ve lem yerev ilet tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdnyakbıdne, mâ yumsikuhunne iller rahmânrahmânu, innehu bi kulli şey’in basîrbasîrun. أَوَلَمْ يَرَوْا۟ إِلَى ٱلطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَٰٓفَّٰتٍ وَيَقْبِضْنَ ۚ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا ٱلرَّحْمَٰنُ ۚ إِنَّهُۥ بِكُلِّ شَىْءٍۭ بَصِيرٌ Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları havada ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir. Mülk 20 Mealleri Karşılaştır Emmen hâzellezî huve cundun lekum yensurukum min dûnir rahmânrahmâni, inil kâfirûne illâ fî gurûrgurûrın. أَمَّنْ هَٰذَا ٱلَّذِى هُوَ جُندٌ لَّكُمْ يَنصُرُكُم مِّن دُونِ ٱلرَّحْمَٰنِ ۚ إِنِ ٱلْكَٰفِرُونَ إِلَّا فِى غُرُورٍ Yahut Rahmân’dan başka size yardım edecek şu ordunuz taraftarlarınız kimlerdir? İnkârcılar ancak bir aldanış içindedirler. Mülk 21 Mealleri Karşılaştır Emmen hâzellezî yerzukukum in emseke rızkahrızkahu, bel leccû fî utuvvin ve nufûrnufûrın. أَمَّنْ هَٰذَا ٱلَّذِى يَرْزُقُكُمْ إِنْ أَمْسَكَ رِزْقَهُۥ ۚ بَل لَّجُّوا۟ فِى عُتُوٍّ وَنُفُورٍ Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular. Mülk 22 Mealleri Karşılaştır E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ emmen yemşî seviyyen alâ sırâtın mustekîmmustekîmin. أَفَمَن يَمْشِى مُكِبًّا عَلَىٰ وَجْهِهِۦٓ أَهْدَىٰٓ أَمَّن يَمْشِى سَوِيًّا عَلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi? Mülk 23 Mealleri Karşılaştır Kul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’idehef’idete, kalîlen mâ teşkurûnteşkurûne. قُلْ هُوَ ٱلَّذِىٓ أَنشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ ٱلسَّمْعَ وَٱلْأَبْصَٰرَ وَٱلْأَفْـِٔدَةَ ۖ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ De ki “O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” Mülk 24 Mealleri Karşılaştır Kul huvellezî zereekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûntuhşerûne. قُلْ هُوَ ٱلَّذِى ذَرَأَكُمْ فِى ٱلْأَرْضِ وَإِلَيْهِ تُحْشَرُونَ De ki “O, sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak O’nun huzurunda toplanacaksınız.” Mülk 25 Mealleri Karşılaştır Ve yekûlûne metâ hâzel va’du in kuntum sâdikînsâdikîne. وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ “Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar. Mülk 26 Mealleri Karşılaştır Kul innemel ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubînmubînun. قُلْ إِنَّمَا ٱلْعِلْمُ عِندَ ٱللَّهِ وَإِنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٌ مُّبِينٌ De ki “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.” Mülk 27 Mealleri Karşılaştır Fe lemmâ reevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzellezî kuntum bihî teddeûnteddeûne. فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيٓـَٔتْ وُجُوهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَقِيلَ هَٰذَا ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تَدَّعُونَ Onu azabı yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, “İşte bu, alaylı bir biçimde isteyip durduğunuz şeydir” denir. Mülk 28 Mealleri Karşılaştır Kul ereeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîmelîmin. قُلْ أَرَءَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِىَ ٱللَّهُ وَمَن مَّعِىَ أَوْ رَحِمَنَا فَمَن يُجِيرُ ٱلْكَٰفِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ De ki “Söyleyin bakalım Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helâk etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkârcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?” Mülk 29 Mealleri Karşılaştır Kul huver rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelnâ, fe se ta’lemûne men huve fî dalâlin mubînmubînin. قُلْ هُوَ ٱلرَّحْمَٰنُ ءَامَنَّا بِهِۦ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ De ki “O, Rahmân’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!” Mülk 30 Mealleri Karşılaştır Kul e re’eytum in asbaha mâukum gavren fe men ye’tîkum bi maîn maînmaînin. قُلْ أَرَءَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَآؤُكُمْ غَوْرًا فَمَن يَأْتِيكُم بِمَآءٍ مَّعِينٍۭ De ki “Söyleyin bakalım Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?”
Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor Enfal 1 Mealleri Karşılaştır Yes’elûneke anil enfâlenfâli, kulil enfâlu lillâhi ver resûlresûli, fettekullâhe ve aslihû zâte beynikum ve etîûllâhe ve resûlehû in kuntum mu’minînmu’minîne. بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلْأَنفَالِ ۖ قُلِ ٱلْأَنفَالُ لِلَّهِ وَٱلرَّسُولِ ۖ فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَصْلِحُوا۟ ذَاتَ بَيْنِكُمْ ۖ وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ Ey Muhammed! Sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki “Ganimetler, Allah’a ve Resûlüne aittir. O hâlde, eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, Allah ve Rasûlüne itaat edin.” Enfal 2 Mealleri Karşılaştır İnnemel mu´minûnellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum ve izâ tuliyet aleyhim âyâtuhu zâdethum îmânen ve alâ rabbihim yetevekkelûnyetevekkelûne. إِنَّمَا ٱلْمُؤْمِنُونَ ٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ ٱللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتُهُۥ زَادَتْهُمْ إِيمَٰنًا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ Mü’minler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman bu onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. Enfal 3 Mealleri Karşılaştır Ellezîne yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûnyunfikûne. ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَمِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ يُنفِقُونَ Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. Enfal 4 Mealleri Karşılaştır Ulâike humul mu’minûne hakkâhakkan, lehum derecâtun inde rabbihim ve magfiretun ve rızkun kerîmkerîmun. أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُؤْمِنُونَ حَقًّا ۚ لَّهُمْ دَرَجَٰتٌ عِندَ رَبِّهِمْ وَمَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ İşte onlar gerçekten mü’minlerdir. Onlara, Rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır. Enfal 5 Mealleri Karşılaştır Kemâ ahreceke rabbuke min beytike bil hakkı ve inne ferîkan minel mu’minîne le kârihûnkârihûne. كَمَآ أَخْرَجَكَ رَبُّكَ مِنۢ بَيْتِكَ بِٱلْحَقِّ وَإِنَّ فَرِيقًا مِّنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ لَكَٰرِهُونَ Nasıl ki, Rabbin seni hak uğruna savaşmak üzere evinden çıkarmıştı. Mü’minlerden bir grup ise bu konuda kesinlikle isteksizlerdi. Enfal 6 Mealleri Karşılaştır Yucadilûneke fîl hakkı ba´de mâ tebeyyene ke ennemâ yusâkûne ilel mevti ve hum yanzurûnyanzurûne. يُجَٰدِلُونَكَ فِى ٱلْحَقِّ بَعْدَمَا تَبَيَّنَ كَأَنَّمَا يُسَاقُونَ إِلَى ٱلْمَوْتِ وَهُمْ يَنظُرُونَ Gerçek apaçık ortaya çıktıktan sonra, sanki göz göre göre ölüme sürülüyorlarmış gibi seninle o konuda tartışıyorlardı. Enfal 7 Mealleri Karşılaştır Ve iz yaıdukumullâhu ihdet tâifeteyni ennehâ lekum, ve teveddûne enne gayre zâtiş şevketi tekûnu lekum, ve yurîdullâhu en yuhıkkal hakka bi kelimâtihî ve yaktaa dâbirel kâfirînkâfirîne. وَإِذْ يَعِدُكُمُ ٱللَّهُ إِحْدَى ٱلطَّآئِفَتَيْنِ أَنَّهَا لَكُمْ وَتَوَدُّونَ أَنَّ غَيْرَ ذَاتِ ٱلشَّوْكَةِ تَكُونُ لَكُمْ وَيُرِيدُ ٱللَّهُ أَن يُحِقَّ ٱلْحَقَّ بِكَلِمَٰتِهِۦ وَيَقْطَعَ دَابِرَ ٱلْكَٰفِرِينَ Hani Allah size iki taifeden birini, o sizindir diye va’dediyordu. Siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kâfirlerin ardını kesmek istiyordu. Enfal 8 Mealleri Karşılaştır Li yuhıkkal hakka ve yubtılel bâtıle ve lev kerihel mucrimûnmucrimûne. لِيُحِقَّ ٱلْحَقَّ وَيُبْطِلَ ٱلْبَٰطِلَ وَلَوْ كَرِهَ ٱلْمُجْرِمُونَ Bu, suçlular hoşlanmasa da Allah’ın hakkı ortaya çıkarması ve batılı ortadan kaldırması içindi. Enfal 9 Mealleri Karşılaştır İz testegîsûne rabbekum festecâbe lekum ennî mumiddukum bi elfin minel melâiketi murdifînmurdifîne. إِذْ تَسْتَغِيثُونَ رَبَّكُمْ فَٱسْتَجَابَ لَكُمْ أَنِّى مُمِدُّكُم بِأَلْفٍ مِّنَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةِ مُرْدِفِينَ Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, “Ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum” diye cevap vermişti. Enfal 10 Mealleri Karşılaştır Ve mâ cealehullâhu illâ buşrâ ve li tatmainne bihî kulûbukum ve men nasru illâ min indillâhindillâhi, innallâhe azîzun hakîmhakîmun. وَمَا جَعَلَهُ ٱللَّهُ إِلَّا بُشْرَىٰ وَلِتَطْمَئِنَّ بِهِۦ قُلُوبُكُمْ ۚ وَمَا ٱلنَّصْرُ إِلَّا مِنْ عِندِ ٱللَّهِ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ Allah bunu, sadece bir müjde olsun ve onunla kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı. Yoksa yardım ancak Allah katındandır. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Enfal 11 Mealleri Karşılaştır İz yugaşşîkumun nuâse emeneten minhu ve yunezzilu aleykum mines semâi mâen li yutahhirekum bihî ve yuzhibe ankum riczeş şeytâni ve li yerbıta alâ kulûbikum ve yusebbite bihil akdâmakdâme. إِذْ يُغَشِّيكُمُ ٱلنُّعَاسَ أَمَنَةً مِّنْهُ وَيُنَزِّلُ عَلَيْكُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً لِّيُطَهِّرَكُم بِهِۦ وَيُذْهِبَ عَنكُمْ رِجْزَ ٱلشَّيْطَٰنِ وَلِيَرْبِطَ عَلَىٰ قُلُوبِكُمْ وَيُثَبِّتَ بِهِ ٱلْأَقْدَامَ Hani Allah kendi tarafından bir güvenlik olarak sizi hafif bir uykuya daldırıyor; sizi temizlemek, sizden şeytanın vesvesesini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten yağmur yağdırıyordu. Enfal 12 Mealleri Karşılaştır İz yûhî rabbuke ilel melâiketi ennî meakum fe sebbitûllezîne âmenû, seulkî fî kulûbillezîne keferûr ru´be fadribû fevkal a´nâkı vadribû minhum kulle benânbenânin. إِذْ يُوحِى رَبُّكَ إِلَى ٱلْمَلَٰٓئِكَةِ أَنِّى مَعَكُمْ فَثَبِّتُوا۟ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ۚ سَأُلْقِى فِى قُلُوبِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ٱلرُّعْبَ فَٱضْرِبُوا۟ فَوْقَ ٱلْأَعْنَاقِ وَٱضْرِبُوا۟ مِنْهُمْ كُلَّ بَنَانٍ Hani Rabbin meleklere, “Ben sizinle beraberim. İman edenlere sebat verin. Ben kâfirlerin kalplerine korku salacağım. Şimdi vurun boyunlarının üstüne. Vurun, onların bütün parmaklarına” diye vahyediyordu. Enfal 13 Mealleri Karşılaştır Zâlike bi ennehum şâkkullâhe ve resûluhresûlehu, ve men yuşâkıkıllâhe ve resûlehu fe innallâhe şedîdul ikâbikâbi. ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ شَآقُّوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ ۚ وَمَن يُشَاقِقِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ فَإِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ Bu, onların Allah’a ve Resûlüne karşı gelmelerindendir. Her kim de Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse bilsin ki Allah’ın cezası şiddetlidir. Enfal 14 Mealleri Karşılaştır Zâlikum fe zûkûhu ve enne lil kâfirîne azâben nârnâri. ذَٰلِكُمْ فَذُوقُوهُ وَأَنَّ لِلْكَٰفِرِينَ عَذَابَ ٱلنَّارِ İşte şimdi siz tadın onu! Kâfirlere bir de cehennem azabı vardır. Enfal 15 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ lekîtumullezîne keferû zahfen fe lâ tuvellûhumul edbâredbâre. يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا لَقِيتُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ زَحْفًا فَلَا تُوَلُّوهُمُ ٱلْأَدْبَارَ Ey iman edenler. Savaş düzeninde iken kâfirlerle karşılaştığınız zaman sakın onlara arkanızı dönmeyin savaştan kaçmayın. Enfal 16 Mealleri Karşılaştır Ve men yuvellihim yevmeizin duburehû illâ muteharrifen li kıtâlin ev mutehayyizen ilâ fietin fe kad bâe bi gadabin minallâhi ve me’vâhu cehennemcehennemu, ve bi’sel masîrmasîru. وَمَن يُوَلِّهِمْ يَوْمَئِذٍ دُبُرَهُۥٓ إِلَّا مُتَحَرِّفًا لِّقِتَالٍ أَوْ مُتَحَيِّزًا إِلَىٰ فِئَةٍ فَقَدْ بَآءَ بِغَضَبٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَمَأْوَىٰهُ جَهَنَّمُ ۖ وَبِئْسَ ٱلْمَصِيرُ -Savaş taktiği olarak düşmanı vurmak için çekilme, ya da diğer bir birliğe katılmak durumu hariç- böyle bir günde her kim onlara arkasını dönerse mutlaka o, Allah’ın gazabına uğramış olur. Onun varacağı yer de cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası! Enfal 17 Mealleri Karşılaştır Fe lem taktulûhum ve lâkinnallâhe katelehum, ve mâ remeyte iz remeyte ve lâkinnallâhe remâ, ve li yubliyel mu’minîne minhu belâen hasenâhasenen, innallâhe semîun alîmalîmun. فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ قَتَلَهُمْ ۚ وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ رَمَىٰ ۚ وَلِيُبْلِىَ ٱلْمُؤْمِنِينَ مِنْهُ بَلَآءً حَسَنًا ۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ Savaşta onları siz öldürmediniz, fakat Allah onları öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Mü’minleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allah öyle yaptı. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Enfal 18 Mealleri Karşılaştır Zâlikum ve ennallâhe mûhinu keydil kâfirînkâfirîne. ذَٰلِكُمْ وَأَنَّ ٱللَّهَ مُوهِنُ كَيْدِ ٱلْكَٰفِرِينَ İşte durum bu Allah, mü’minleri güzel bir şekilde dener. Bir de Allah, kâfirlerin tuzağını zayıf düşürendir. Enfal 19 Mealleri Karşılaştır İn testeftihû fe kad câekumul fethfethu, ve in tentehû fe huve hayrun lekum, ve in teûdû naud, ve len tugniye ankum fietukum şey´en ve lev kesuret ve ennallâhe meal mu´minînmu´minîne. إِن تَسْتَفْتِحُوا۟ فَقَدْ جَآءَكُمُ ٱلْفَتْحُ ۖ وَإِن تَنتَهُوا۟ فَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ ۖ وَإِن تَعُودُوا۟ نَعُدْ وَلَن تُغْنِىَ عَنكُمْ فِئَتُكُمْ شَيْـًٔا وَلَوْ كَثُرَتْ وَأَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلْمُؤْمِنِينَ Ey inkârcılar! Eğer fetih istiyorsanız işte size fetih geldi. Eğer peygambere karşı gelmekten vazgeçerseniz, bu sizin için daha hayırlı olur. Eğer dönerseniz biz de döneriz. Çok olsa bile topluluğunuz size hiç fayda vermez. Çünkü Allah mü’minlerle beraberdir. Enfal 20 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhellezîne âmenû etîullâhe ve resûlehu ve lâ tevellev anhu ve entum tesmeûntesmeûne. يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَلَا تَوَلَّوْا۟ عَنْهُ وَأَنتُمْ تَسْمَعُونَ Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve Kur’an’ı dinlediğiniz hâlde ondan yüz çevirmeyin. Enfal 21 Mealleri Karşılaştır Ve lâ tekûnû kellezîne kâlû semi’nâ ve hum lâ yesmeûnyesmeûne. وَلَا تَكُونُوا۟ كَٱلَّذِينَ قَالُوا۟ سَمِعْنَا وَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ İşitmedikleri hâlde, “işittik” diyenler gibi de olmayın. Enfal 22 Mealleri Karşılaştır İnne şerred devâbbi indallâhis summul bukmullezîne lâ ya’kılûnya’kılûne. ۞ إِنَّ شَرَّ ٱلدَّوَآبِّ عِندَ ٱللَّهِ ٱلصُّمُّ ٱلْبُكْمُ ٱلَّذِينَ لَا يَعْقِلُونَ Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan gerçeği görmeyen sağırlar, dilsizlerdir. Enfal 23 Mealleri Karşılaştır Ve lev alimallâhu fî him hayren le esmeahum, ve lev esmeahum le tevellev ve hum mu´ridûnemu´ridûn. وَلَوْ عَلِمَ ٱللَّهُ فِيهِمْ خَيْرًا لَّأَسْمَعَهُمْ ۖ وَلَوْ أَسْمَعَهُمْ لَتَوَلَّوا۟ وَّهُم مُّعْرِضُونَ Allah, onlarda bir hayır hakka yöneliş olduğunu bilseydi, elbette onlara işittirirdi. Onlara işittirseydi dahi mutlaka yine yüz çevirerek dönüp giderlerdi. Enfal 24 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhellezîne âmenûstecîbû lillâhi ve lir resûli izâ deâkum limâ yuhyîkûm, va´lemû ennallâhe yehûlu beynel mer´i ve kalbihî ve ennehû ileyhi tuhşerûntuhşerûne. يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱسْتَجِيبُوا۟ لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ ۖ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ ٱلْمَرْءِ وَقَلْبِهِۦ وَأَنَّهُۥٓ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız. Enfal 25 Mealleri Karşılaştır Vettekû fitneten lâ tusîbennellezîne zalemû minkum hâssahhâssaten, va´lemû ennallâhe şedîdul ikâbikâbi. وَٱتَّقُوا۟ فِتْنَةً لَّا تُصِيبَنَّ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ مِنكُمْ خَآصَّةً ۖ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır. Enfal 26 Mealleri Karşılaştır Vezkurû iz entum kalîlun mustad´afûne fîl ardı tehâfûne en yetehattafekumun nâsu fe âvâkum ve eyyedekum bi nasrihî ve rezekakum minet tayyibâtî leallekum teşkurûnteşkurûne. وَٱذْكُرُوٓا۟ إِذْ أَنتُمْ قَلِيلٌ مُّسْتَضْعَفُونَ فِى ٱلْأَرْضِ تَخَافُونَ أَن يَتَخَطَّفَكُمُ ٱلنَّاسُ فَـَٔاوَىٰكُمْ وَأَيَّدَكُم بِنَصْرِهِۦ وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ O vakti hatırlayın ki siz yeryüzünde güçsüz ve zayıf idiniz. İnsanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz. Derken Allah sizi barındırdı, yardımıyla destekledi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı ki şükredesiniz. Enfal 27 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tehûnûllâhe ver resûle ve tehûnû emânâtikum ve entum ta´lemûnta´lemûne. يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَخُونُوا۟ ٱللَّهَ وَٱلرَّسُولَ وَتَخُونُوٓا۟ أَمَٰنَٰتِكُمْ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamber’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi aranızdaki emanetlerinize de hainlik etmeyin. Enfal 28 Mealleri Karşılaştır Va´lemû ennemâ emvâlukum ve evlâdukum fitnetun ve ennallâhe indehû ecrun azîmazîmun. وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّمَآ أَمْوَٰلُكُمْ وَأَوْلَٰدُكُمْ فِتْنَةٌ وَأَنَّ ٱللَّهَ عِندَهُۥٓ أَجْرٌ عَظِيمٌ Bilin ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer deneme aracıdır. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır. Enfal 29 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîmazîmi. يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِن تَتَّقُوا۟ ٱللَّهَ يَجْعَل لَّكُمْ فُرْقَانًا وَيُكَفِّرْ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ۗ وَٱللَّهُ ذُو ٱلْفَضْلِ ٱلْعَظِيمِ Ey iman edenler! Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir. Enfal 30 Mealleri Karşılaştır Ve iz yemkuru bikellezîne keferû li yusbitûke ev yaktulûke ev yuhricûkyuhricûke ve yemkurûne ve yemkurullâhyemkurullâhu, vallâhu hayrul mâkirînmâkirîne. وَإِذْ يَمْكُرُ بِكَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لِيُثْبِتُوكَ أَوْ يَقْتُلُوكَ أَوْ يُخْرِجُوكَ ۚ وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ ٱللَّهُ ۖ وَٱللَّهُ خَيْرُ ٱلْمَٰكِرِينَ Hani kâfirler seni tutuklamak veya öldürmek, ya da Mekke’den çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. Enfal 31 Mealleri Karşılaştır Ve iza tutlâ aleyhim âyâtunâ kâlû kad semi´nâ lev neşâu le kulnâ misle hâzâ in hâzâ illâ esâtîrul evvelînevvelîne. وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتُنَا قَالُوا۟ قَدْ سَمِعْنَا لَوْ نَشَآءُ لَقُلْنَا مِثْلَ هَٰذَآ ۙ إِنْ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلْأَوَّلِينَ Onlara karşı âyetlerimiz okunduğu zaman, “Duyduk, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir” dediler. Enfal 32 Mealleri Karşılaştır Ve iz kâlûllâhumme in kâne hâzâ huvel hakka min indike fe emtir aleynâ hıcâreten mines semâi evi´tinâ bi azâbin elîmelîmin. وَإِذْ قَالُوا۟ ٱللَّهُمَّ إِن كَانَ هَٰذَا هُوَ ٱلْحَقَّ مِنْ عِندِكَ فَأَمْطِرْ عَلَيْنَا حِجَارَةً مِّنَ ٱلسَّمَآءِ أَوِ ٱئْتِنَا بِعَذَابٍ أَلِيمٍ Hani onlar, “Ey Allah’ım, eğer şu Kur’an senin katından inmiş hak kitap ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir” demişlerdi. Enfal 33 Mealleri Karşılaştır Ve mâ kânallâhu li yuazzibehum ve ente fîhim, ve mâ kânallâhu muazzibehum ve hum yestagfirûnyestagfirûne. وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُعَذِّبَهُمْ وَأَنتَ فِيهِمْ ۚ وَمَا كَانَ ٱللَّهُ مُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir. Enfal 34 Mealleri Karşılaştır Ve mâ lehum ellâ yuazzibehumullâhu ve hum yasuddûne anil mescidil harâmi ve mâ kânû evliyâehu, in evliyâuhû illel muttekûne ve lâkinne ekserehum lâ ya´lemûnya´lemûne. وَمَا لَهُمْ أَلَّا يُعَذِّبَهُمُ ٱللَّهُ وَهُمْ يَصُدُّونَ عَنِ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ وَمَا كَانُوٓا۟ أَوْلِيَآءَهُۥٓ ۚ إِنْ أَوْلِيَآؤُهُۥٓ إِلَّا ٱلْمُتَّقُونَ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ Onlar Mescid-i Haram’dan mü’minleri alıkoyarken ve oranın bakımına ehil de değillerken, Allah onlara ne diye azap etmesin? Oranın bakımına ehil olanlar ancak Allah’a karşı gelmekten sakınanlardır. Fakat onların çoğu bilmez. Enfal 35 Mealleri Karşılaştır Ve mâ kâne salâtuhum indel beyti illâ mukâen ve tasdiyehtasdiyeten, fe zûkûl azâbe bimâ kuntum tekfurûntekfurûne. وَمَا كَانَ صَلَاتُهُمْ عِندَ ٱلْبَيْتِ إِلَّا مُكَآءً وَتَصْدِيَةً ۚ فَذُوقُوا۟ ٱلْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ Onların, Kâ’be’nin yanında duaları ıslık çalıp el çırpmaktan ibarettir. Öyle ise ey müşrikler inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı. Enfal 36 Mealleri Karşılaştır İnnellezîne keferû yunfikûne emvâlehum li yesuddû an sebîlillâhsebîlillâhi, fe seyunfikûnehâ summe tekûnu aleyhim hasreten summe yuglebûnyuglebûne, vellezîne keferû ilâ cehenneme yuhşerûnyuhşerûne. إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يُنفِقُونَ أَمْوَٰلَهُمْ لِيَصُدُّوا۟ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ ۚ فَسَيُنفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ ۗ وَٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِلَىٰ جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ Şüphe yok ki, inkâr edenler mallarını insanları Allah yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da yenilgiye uğrayacaklardır. İnkâr edenler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir. Enfal 37 Mealleri Karşılaştır Li yemîzallâhul habîse minet tayyibi ve yec´alel habîse ba´dahu alâ ba´dın fe yerkumehu cemîan fe yec´alehu fî cehennemcehenneme, ulâike humul hâsirûnhâsirûne. لِيَمِيزَ ٱللَّهُ ٱلْخَبِيثَ مِنَ ٱلطَّيِّبِ وَيَجْعَلَ ٱلْخَبِيثَ بَعْضَهُۥ عَلَىٰ بَعْضٍ فَيَرْكُمَهُۥ جَمِيعًا فَيَجْعَلَهُۥ فِى جَهَنَّمَ ۚ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْخَٰسِرُونَ Allah, pis olanı temizden ayırmak, pis olanların hepsini birbiri üstüne koyup yığarak cehenneme koymak için böyle yapar. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. Enfal 38 Mealleri Karşılaştır Kul lillezîne keferû in yentehû yugfer lehum mâ kad selefselefe, ve in yeûdû fe kad madat sunnetul evvelînevvelîne. قُل لِّلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِن يَنتَهُوا۟ يُغْفَرْ لَهُم مَّا قَدْ سَلَفَ وَإِن يَعُودُوا۟ فَقَدْ مَضَتْ سُنَّتُ ٱلْأَوَّلِينَ Ey Muhammed! İnkâr edenlere söyle Eğer iman edip, düşmanlık ve savaştan vazgeçerlerse, geçmiş günahları bağışlanır. Eğer düşmanlık ve savaşa dönerlerse, öncekilere uygulanan ilâhî kanun devam etmiş olacaktır. Enfal 39 Mealleri Karşılaştır Ve kâtilûhum hattâ lâ tekûne fitnetun ve yekûned dînu kulluhu lillâhi, fe inintehev fe innallâhe bimâ ya´melûne basîrbasîrun. وَقَٰتِلُوهُمْ حَتَّىٰ لَا تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ ٱلدِّينُ كُلُّهُۥ لِلَّهِ ۚ فَإِنِ ٱنتَهَوْا۟ فَإِنَّ ٱللَّهَ بِمَا يَعْمَلُونَ بَصِيرٌ Baskı ve şiddet kalmayıncaya ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer küfürden vazgeçerlerse, şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir. Enfal 40 Mealleri Karşılaştır Ve in tevellev fa´lemû ennallâhe mevlâkum, ni´mel mevlâ ve ni´men nasîrnasîru. وَإِن تَوَلَّوْا۟ فَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ مَوْلَىٰكُمْ ۚ نِعْمَ ٱلْمَوْلَىٰ وَنِعْمَ ٱلنَّصِيرُ Eğer yüz çevirirlerse bilin ki Allah sizin dostunuzdur. O, ne güzel dosttur; O, ne güzel yardımcıdır! Enfal 41 Mealleri Karşılaştır Va´lemû ennemâ ganimtum min şey´in fe enne lillâhi humusehu ve lir resûli ve li zîl kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîni vebnis sebîli in kuntum âmentum billâhi ve mâ enzelnâ alâ abdinâ yevmel furkâni yevmettekal cem´âncem´âni, vallâhu alâ kulli şey´in kadîrkadîrun. ۞ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّمَا غَنِمْتُم مِّن شَىْءٍ فَأَنَّ لِلَّهِ خُمُسَهُۥ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَٱبْنِ ٱلسَّبِيلِ إِن كُنتُمْ ءَامَنتُم بِٱللَّهِ وَمَآ أَنزَلْنَا عَلَىٰ عَبْدِنَا يَوْمَ ٱلْفُرْقَانِ يَوْمَ ٱلْتَقَى ٱلْجَمْعَانِ ۗ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Eğer Allah’a; hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, yani iki ordunun Bedir’de karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize inandıysanız bunu böyle bilin. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. Enfal 42 Mealleri Karşılaştır İz entum bil udvetid dunyâ ve hum bil udvetil kusvâ verrekbu esfele minkum, ve lev tevâadtum lahteleftum fîl mîâdi ve lâkin li yakdiyallâhu emren kâne mef´ûlen li yehlike men heleke an beyyinetin ve yahyâ men hayye an beyyinehbeyyinetin, ve innallâhe le semî´un alîmalîmun. إِذْ أَنتُم بِٱلْعُدْوَةِ ٱلدُّنْيَا وَهُم بِٱلْعُدْوَةِ ٱلْقُصْوَىٰ وَٱلرَّكْبُ أَسْفَلَ مِنكُمْ ۚ وَلَوْ تَوَاعَدتُّمْ لَٱخْتَلَفْتُمْ فِى ٱلْمِيعَٰدِ ۙ وَلَٰكِن لِّيَقْضِىَ ٱللَّهُ أَمْرًا كَانَ مَفْعُولًا لِّيَهْلِكَ مَنْ هَلَكَ عَنۢ بَيِّنَةٍ وَيَحْيَىٰ مَنْ حَىَّ عَنۢ بَيِّنَةٍ ۗ وَإِنَّ ٱللَّهَ لَسَمِيعٌ عَلِيمٌ Hani siz vadinin Medine’ye yakın tarafında; onlar uzak tarafında, kervansa sizin aşağınızdaydı. Onlar sayıca sizden öylesine fazla idi ki, şâyet buluşmak üzere sözleşmiş olsaydınız durumu fark edince sözleşmenizde ayrılığa düşerdiniz savaşa yanaşmazdınız. Fakat Allah, olacak bir işi mü’minlerin zaferini gerçekleştirmek için böyle yaptı ki, ölen açık bir delille ölsün, yaşayan da açık bir delille yaşasın. Şüphesiz Allah, elbette hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Enfal 43 Mealleri Karşılaştır İz yurîkehumullâhu fî menâmike kalîlen, ve lev erâkehum kesîren le feşiltum ve le tenâza´tum fîl emri ve lâkinnallâhe sellemselleme, innehu alîmun bi zâtis sudûrsudûri. إِذْ يُرِيكَهُمُ ٱللَّهُ فِى مَنَامِكَ قَلِيلًا ۖ وَلَوْ أَرَىٰكَهُمْ كَثِيرًا لَّفَشِلْتُمْ وَلَتَنَٰزَعْتُمْ فِى ٱلْأَمْرِ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ سَلَّمَ ۗ إِنَّهُۥ عَلِيمٌۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ Hani Allah sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer sana onları çok gösterseydi elbette gevşerdiniz ve o iş hakkında birbirinizle çekişirdiniz. Fakat Allah sizi bunlardan kurtardı. Çünkü O, göğüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla bilendir. Enfal 44 Mealleri Karşılaştır Ve iz yurîkumûhum iziltekaytum fî a´yunikum kalîlen ve yukallilukum fî a´yunihim li yakdıyallâhu emren kâne mef´ûlâmef´ûlen, ve ilallâhi turceul umûrumûru. وَإِذْ يُرِيكُمُوهُمْ إِذِ ٱلْتَقَيْتُمْ فِىٓ أَعْيُنِكُمْ قَلِيلًا وَيُقَلِّلُكُمْ فِىٓ أَعْيُنِهِمْ لِيَقْضِىَ ٱللَّهُ أَمْرًا كَانَ مَفْعُولًا ۗ وَإِلَى ٱللَّهِ تُرْجَعُ ٱلْأُمُورُ Hani karşılaştığınız zaman onları gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu ki Allah, olacak bir işi gerçekleştirsin. Bütün işler Allah’a döndürülür. Enfal 45 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ lekîtum fieten fesbutû vezkurullâhe kesîren leallekum tuflihûntuflihûne. يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا لَقِيتُمْ فِئَةً فَٱثْبُتُوا۟ وَٱذْكُرُوا۟ ٱللَّهَ كَثِيرًا لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ Ey iman edenler! Savaş için bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz. Enfal 46 Mealleri Karşılaştır Ve etîullâhe ve resûlehu ve lâ tenâzeû fe tefşelû ve tezhebe rîhukum vasbirû, innallâhe meas sâbirînsâbirîne. وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَلَا تَنَٰزَعُوا۟ فَتَفْشَلُوا۟ وَتَذْهَبَ رِيحُكُمْ ۖ وَٱصْبِرُوٓا۟ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلصَّٰبِرِينَ Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir. Enfal 47 Mealleri Karşılaştır Ve lâ tekûnû kellezîne harecû min diyârihim bataran ve riâen nâsi ve yasuddûne an sebîlillâhsebîlillâhi, vallâhu bimâ ya´melûne muhîtmuhîtun. وَلَا تَكُونُوا۟ كَٱلَّذِينَ خَرَجُوا۟ مِن دِيَٰرِهِم بَطَرًا وَرِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ ۚ وَٱللَّهُ بِمَا يَعْمَلُونَ مُحِيطٌ Şımarıp böbürlenmek, insanlara gösteriş yapmak ve halkı Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar Mekke müşrikleri gibi olmayın. Allah, onların yaptıklarını kuşatıcıdır. Enfal 48 Mealleri Karşılaştır Ve iz zeyyene lehumuş şeytânu a´mâlehum ve kâle lâ gâlibe lekumul yevme minen nâsi ve innî cârun lekum, fe lemmâ terâetil fietâni nekesa alâ akıbeyhi ve kâle innî berîun minkum innî erâ mâ lâ terevne innî ehâfullâhehâfullâhe, vallâhu şedîdul ıkâbıkâbi. وَإِذْ زَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيْطَٰنُ أَعْمَٰلَهُمْ وَقَالَ لَا غَالِبَ لَكُمُ ٱلْيَوْمَ مِنَ ٱلنَّاسِ وَإِنِّى جَارٌ لَّكُمْ ۖ فَلَمَّا تَرَآءَتِ ٱلْفِئَتَانِ نَكَصَ عَلَىٰ عَقِبَيْهِ وَقَالَ إِنِّى بَرِىٓءٌ مِّنكُمْ إِنِّىٓ أَرَىٰ مَا لَا تَرَوْنَ إِنِّىٓ أَخَافُ ٱللَّهَ ۚ وَٱللَّهُ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ Hani şeytan onlara yaptıklarını süslemiş ve, “Bu gün artık insanlardan size galip gelecek kimse yok, mutlaka ben de size yardımcıyım.” demişti. Fakat iki taraf savaş alanında yüz yüze gelince şeytan, gerisingeriye dönüp, “Ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğiniz şeyler melekler görüyorum. Ben Allah’tan korkarım. Allah, cezası çetin olandır” demişti. Enfal 49 Mealleri Karşılaştır İz yekûlul munâfikûne vellezîne fî kulûbihim maradun garrehâulâi dînuhum, ve men yetevekkel alallâhi fe innallâhe azîzun hakîmhakîmun. إِذْ يَقُولُ ٱلْمُنَٰفِقُونَ وَٱلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ غَرَّ هَٰٓؤُلَآءِ دِينُهُمْ ۗ وَمَن يَتَوَكَّلْ عَلَى ٱللَّهِ فَإِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler, “Bunları dinleri aldatmış” diyorlardı. Hâlbuki kim Allah’a tevekkül ederse, hiç şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Enfal 50 Mealleri Karşılaştır Ve lev terâ iz yeteveffellezîne keferûl melâiketu yadrıbûne vucûhehum ve edbârehum, ve zûkû azâbel harîkharîkı. وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذْ يَتَوَفَّى ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ۙ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَٰرَهُمْ وَذُوقُوا۟ عَذَابَ ٱلْحَرِيقِ Melekler, kâfirlerin yüzlerine ve artlarına vura vura ve “haydi tadın yangın azabını” diyerek canlarını alırken bir görseydin. Enfal 51 Mealleri Karşılaştır Zâlike bimâ kaddemet eydîkum ve ennallâhe leyse bi zallâmin lil abîdabîdi. ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّٰمٍ لِّلْعَبِيدِ Ey kâfirler! Bu, sizin ellerinizin önceden yaptığının karşılığıdır. Yoksa, Allah kullarına zulmedici değildir. Enfal 52 Mealleri Karşılaştır Ke de´bi âli fir´avne vellezîne min kablihim, keferû bi âyâtillâhi fe ehazehumullâhu bi zunûbihim, innallâhe kaviyyun şedîdul ıkâbıkâbi. كَدَأْبِ ءَالِ فِرْعَوْنَ ۙ وَٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ ۚ كَفَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ فَأَخَذَهُمُ ٱللَّهُ بِذُنُوبِهِمْ ۗ إِنَّ ٱللَّهَ قَوِىٌّ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ Bunların durumu tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkâr etmişler, Allah da kendilerini günahları sebebiyle hemen yakalamıştı. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, azabı çetin olandır. Enfal 53 Mealleri Karşılaştır Zâlike biennallâhe lem yeku mugayyiren ni´meten en´amehâ alâ kavmin hattâ yugayyirû mâ bi enfusihim ve ennallâhe semîun alîmalîmun. ذَٰلِكَ بِأَنَّ ٱللَّهَ لَمْ يَكُ مُغَيِّرًا نِّعْمَةً أَنْعَمَهَا عَلَىٰ قَوْمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُوا۟ مَا بِأَنفُسِهِمْ ۙ وَأَنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ Bunun sebebi şudur Bir toplum kendilerinde bulunan iyi davranışları değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği bir nimeti değiştirmez ve şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Enfal 54 Mealleri Karşılaştır Ke de´bi âli fir´avne vellezîne min kablihim, kezzebû biâyâti rabbihim, fe ehleknâhum bi zunûbihim ve agraknâ âle fîr´avnfîr´avne, ve kullun kânû zâlimînzâlimîne. كَدَأْبِ ءَالِ فِرْعَوْنَ ۙ وَٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ ۚ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمْ فَأَهْلَكْنَٰهُم بِذُنُوبِهِمْ وَأَغْرَقْنَآ ءَالَ فِرْعَوْنَ ۚ وَكُلٌّ كَانُوا۟ ظَٰلِمِينَ Bunların durumu, tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Onlar Rablerinin âyetlerini yalanlamışlar, biz de onları günahları sebebiyle helâk etmiştik ve Firavun ailesini de suda boğmuştuk. Hepsi de zalim kimselerdi. Enfal 55 Mealleri Karşılaştır İnne şerred devâbbi indallâhillezîne keferû fe hum lâ yu´minûnyu´minûne. إِنَّ شَرَّ ٱلدَّوَآبِّ عِندَ ٱللَّهِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ Şüphesiz Allah katında, yeryüzünde yürüyen canlıların en kötüsü, inkâr edenlerdir. Artık onlar iman etmezler. Enfal 56 Mealleri Karşılaştır Ellezîne âhedte minhum summe yenkudûne ahdehum fî kulli merretin ve hum lâ yettekûnyettekûne. ٱلَّذِينَ عَٰهَدتَّ مِنْهُمْ ثُمَّ يَنقُضُونَ عَهْدَهُمْ فِى كُلِّ مَرَّةٍ وَهُمْ لَا يَتَّقُونَ Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın, sonra da her defasında antlaşmalarını hiç çekinmeden bozan kimselerdir. Enfal 57 Mealleri Karşılaştır Fe immâ teskafennehum fîl harbi feşerrid bihim men halfehum leallehum yezzekkerûnyezzekkerûne. فَإِمَّا تَثْقَفَنَّهُمْ فِى ٱلْحَرْبِ فَشَرِّدْ بِهِم مَّنْ خَلْفَهُمْ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ Eğer onları savaşta yakalarsan, bunlara vereceğin ceza ile arkalarındakileri de dağıt ki ibret alsınlar. Enfal 58 Mealleri Karşılaştır Ve immâ tehâfenne min kavmin hiyâneten fenbiz ileyhim alâ sevâin, innallâhe lâ yuhıbbul hâinînhâinîne. وَإِمَّا تَخَافَنَّ مِن قَوْمٍ خِيَانَةً فَٱنۢبِذْ إِلَيْهِمْ عَلَىٰ سَوَآءٍ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ ٱلْخَآئِنِينَ Antlaşma yaptığın bir kavmin hainlik etmesinden korkarsan, sen de antlaşmayı bozduğunu aynı şekilde onlara bildir. Çünkü Allah, hainleri sevmez. Enfal 59 Mealleri Karşılaştır Ve lâ yahsebennellezîne keferû sebekû, innehum lâ yu´cizûnyu´cizûne. وَلَا يَحْسَبَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ سَبَقُوٓا۟ ۚ إِنَّهُمْ لَا يُعْجِزُونَ İnkâr edenler, asla yakayı kurtardıklarını zannetmesinler. Çünkü onlar sizi âciz bırakamazlar. Enfal 60 Mealleri Karşılaştır Ve eıddû lehum mesteta´tum min kuvvetin ve min rıbâtil hayli turhibûne bihî aduvvallâhi ve aduvvekum ve âharîne min dûnihim, lâ ta´lemûnehum, allâhu ya´lemuhum, ve mâ tunfikû min şey´in fî sebîlillâhi yuveffe ileykum ve entum lâ tuzlemûntuzlemûne. وَأَعِدُّوا۟ لَهُم مَّا ٱسْتَطَعْتُم مِّن قُوَّةٍ وَمِن رِّبَاطِ ٱلْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِۦ عَدُوَّ ٱللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَءَاخَرِينَ مِن دُونِهِمْ لَا تَعْلَمُونَهُمُ ٱللَّهُ يَعْلَمُهُمْ ۚ وَمَا تُنفِقُوا۟ مِن شَىْءٍ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنتُمْ لَا تُظْلَمُونَ Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez. Enfal 61 Mealleri Karşılaştır Ve in cenehû lis selmi fecnah lehâ ve tevekkel alallâhalallâhi, innehu huves semîul alîmalîmu. ۞ وَإِن جَنَحُوا۟ لِلسَّلْمِ فَٱجْنَحْ لَهَا وَتَوَكَّلْ عَلَى ٱللَّهِ ۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Enfal 62 Mealleri Karşılaştır Ve in yurîdû en yahdeûke feinne hasbekallâhhasbekallâhu, huvellezî eyyedeke bi nasrihî ve bilmu´minînmu´minîne. وَإِن يُرِيدُوٓا۟ أَن يَخْدَعُوكَ فَإِنَّ حَسْبَكَ ٱللَّهُ ۚ هُوَ ٱلَّذِىٓ أَيَّدَكَ بِنَصْرِهِۦ وَبِٱلْمُؤْمِنِينَ 62-63 Eğer seni aldatmak isterlerse bilmiş ol ki sana yetecek Allah’tır. O, seni bizzat kendi yardımıyla ve mü’minlerle destekleyen ve onların kalplerini uzlaştırandır. Şayet yeryüzündeki şeyleri tümüyle harcasaydın, sen onların kalplerini uzlaştıramazdın. Fakat, Allah onların arasını uzlaştırdı. Şüphesiz O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Enfal 63 Mealleri Karşılaştır Ve ellefe beyne kulûbihim, lev enfakte mâ fîl ardı cemîan mâ ellefte beyne kulûbihim ve lâkinnallâhe ellefe beynehum, innehu azîzun hakîmhakîmun. وَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ ۚ لَوْ أَنفَقْتَ مَا فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًا مَّآ أَلَّفْتَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ أَلَّفَ بَيْنَهُمْ ۚ إِنَّهُۥ عَزِيزٌ حَكِيمٌ 62-63 Eğer seni aldatmak isterlerse bilmiş ol ki sana yetecek Allah’tır. O, seni bizzat kendi yardımıyla ve mü’minlerle destekleyen ve onların kalplerini uzlaştırandır. Şayet yeryüzündeki şeyleri tümüyle harcasaydın, sen onların kalplerini uzlaştıramazdın. Fakat, Allah onların arasını uzlaştırdı. Şüphesiz O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Enfal 64 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhennebiyyu hasbukallâhu ve menittebeake minel mu´minînmu´minîne. يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ حَسْبُكَ ٱللَّهُ وَمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ Ey Peygamber! Sana ve sana tabi olan mü’minlere Allah yeter. Enfal 65 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhen nebiyyu harridıl mu´minîne alel kıtâlkıtâli, in yekun minkum işrûne sâbirûne yaglibû mieteynmieteyni, ve in yekûn minkum mietun yaglibû elfen minellezîne keferû bi ennehum kavmun lâ yefkahûnyefkahûne. يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ حَرِّضِ ٱلْمُؤْمِنِينَ عَلَى ٱلْقِتَالِ ۚ إِن يَكُن مِّنكُمْ عِشْرُونَ صَٰبِرُونَ يَغْلِبُوا۟ مِا۟ئَتَيْنِ ۚ وَإِن يَكُن مِّنكُم مِّا۟ئَةٌ يَغْلِبُوٓا۟ أَلْفًا مِّنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَفْقَهُونَ Ey Peygamber! Mü’minleri savaşa teşvik et. Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde sabırlı yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir kavimdir. Enfal 66 Mealleri Karşılaştır El´âne haffefallâhu ankum ve alime enne fîkum da´fâda´fen, fe in yekun minkum mietun sâbiretun yaglibû mieteynmieteyni, ve in yekun minkum elfun yaglibû elfeyni bi iznillâhiznillâhi, vallâhu meas sâbirînsâbirîne. ٱلْـَٰٔنَ خَفَّفَ ٱللَّهُ عَنكُمْ وَعَلِمَ أَنَّ فِيكُمْ ضَعْفًا ۚ فَإِن يَكُن مِّنكُم مِّا۟ئَةٌ صَابِرَةٌ يَغْلِبُوا۟ مِا۟ئَتَيْنِ ۚ وَإِن يَكُن مِّنكُمْ أَلْفٌ يَغْلِبُوٓا۟ أَلْفَيْنِ بِإِذْنِ ٱللَّهِ ۗ وَٱللَّهُ مَعَ ٱلصَّٰبِرِينَ Şimdi ise, Allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. Eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde sabırlı bin kişi olursa, Allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. Allah, sabredenlerle beraberdir. Enfal 67 Mealleri Karşılaştır Mâ kâne li nebiyyin en yekûne lehû esrâ hattâ yushıne fîl ardardı, turîdûne aradad dunyâ, vallâhu yurîdul ahırehahırete, vallâhu azîzun hakîmhakîmun. مَا كَانَ لِنَبِىٍّ أَن يَكُونَ لَهُۥٓ أَسْرَىٰ حَتَّىٰ يُثْخِنَ فِى ٱلْأَرْضِ ۚ تُرِيدُونَ عَرَضَ ٱلدُّنْيَا وَٱللَّهُ يُرِيدُ ٱلْءَاخِرَةَ ۗ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ Yeryüzünde düşmanı tamamıyla sindirip hâkim duruma gelmedikçe, hiçbir peygambere esir almak yakışmaz. Siz geçici dünya menfaatini istiyorsunuz, hâlbuki Allah ahireti kazanmanızı istiyor. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Enfal 68 Mealleri Karşılaştır Lev lâ kitâbun minallâhi sebeka le messekum fîmâ ehaztum azâbun azîmazîmun. لَّوْلَا كِتَٰبٌ مِّنَ ٱللَّهِ سَبَقَ لَمَسَّكُمْ فِيمَآ أَخَذْتُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ Eğer Allah’ın daha önce verilmiş bir hükmü olmasaydı, aldığınız şey fidyeden dolayı size büyük bir azap dokunurdu. Enfal 69 Mealleri Karşılaştır Fe kulû mimmâ ganimtum halâlen tayyiben vettekullâhvettekullâhe, innallâhe gafûrun rahîmrahîmun. فَكُلُوا۟ مِمَّا غَنِمْتُمْ حَلَٰلًا طَيِّبًا ۚ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yiyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Enfal 70 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhen nebiyyu kul li men fî eydîkum minel esrâ in ya´lemillâhu fî kulûbikum hayren yu´tikum hayren mimmâ uhıze minkum ve yagfirlekum, vallâhu gafûrun rahîmrahîmun. يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ قُل لِّمَن فِىٓ أَيْدِيكُم مِّنَ ٱلْأَسْرَىٰٓ إِن يَعْلَمِ ٱللَّهُ فِى قُلُوبِكُمْ خَيْرًا يُؤْتِكُمْ خَيْرًا مِّمَّآ أُخِذَ مِنكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ۗ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ Ey Peygamber! Elinizdeki esirlere söyle Eğer Allah, kalplerinizde iman, ihlâs, iyi niyet gibi bir hayır olduğunu bilirse, sizden alınan fidyeden daha hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Enfal 71 Mealleri Karşılaştır Ve in yurîdû hıyâneteke fe kad hânullâhe min kablu fe emkene minhum, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. وَإِن يُرِيدُوا۟ خِيَانَتَكَ فَقَدْ خَانُوا۟ ٱللَّهَ مِن قَبْلُ فَأَمْكَنَ مِنْهُمْ ۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ Eğer sana hainlik etmek isterlerse, bil ki onlar daha önce Allah’a da hainlik etmişlerdi de Allah onlara karşı sana imkân vermişti. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Enfal 72 Mealleri Karşılaştır İnnellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhi vellezîne âvev ve nasarû ulâike ba´duhum evliyâu ba´dba´dın, vellezîne âmenû ve lem yuhâcirû mâ lekum min velâyetihim min şey´in hattâ yuhâcirû, ve inistensarûkum fîd dîni fe aleykumun nasru illâ alâ kavmin beynekum ve beynehum mîsâkmîsâkun, vallâhu bimâ ta´melûne basîrbasîrun. إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَوا۟ وَّنَصَرُوٓا۟ أُو۟لَٰٓئِكَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ ۚ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَلَمْ يُهَاجِرُوا۟ مَا لَكُم مِّن وَلَٰيَتِهِم مِّن شَىْءٍ حَتَّىٰ يُهَاجِرُوا۟ ۚ وَإِنِ ٱسْتَنصَرُوكُمْ فِى ٱلدِّينِ فَعَلَيْكُمُ ٱلنَّصْرُ إِلَّا عَلَىٰ قَوْمٍۭ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَٰقٌ ۗ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin velileridir. İman edip hicret etmeyenlere gelince, hicret edinceye kadar, onların velayetleri size ait değildir. Eğer din konusunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavme karşı olmadıkça, yardım etmek üzerinize borçtur. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir. Enfal 73 Mealleri Karşılaştır Vellezîne keferû ba´duhum evliyâu ba´dba´dın, illâ tef´alûhu tekun fitnetun fîl ardı ve fesâdun kebîrkebîrun. وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ ۚ إِلَّا تَفْعَلُوهُ تَكُن فِتْنَةٌ فِى ٱلْأَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيرٌ İnkâr edenler de birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunların gereğini yapmazsanız, yeryüzünde bir karışıklık ve büyük bir bozulma olur. Enfal 74 Mealleri Karşılaştır Vellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi vellezîne âvev ve nasarû ulâike humul mu´minûne hakkâhakkân, lehum magfiretun ve rizkun kerîmkerîmun. وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَوا۟ وَّنَصَرُوٓا۟ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُؤْمِنُونَ حَقًّا ۚ لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır. Enfal 75 Mealleri Karşılaştır Vellezîne âmenû min ba´du ve hâcerû ve câhedû meakum fe ulâike minkum, ve ûlûl erhâmi ba´duhum evlâ biba´dın fî kitâbillâhkitâbillâhi, innallâhe bi kulli şey´in alîmalîmun. وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مِنۢ بَعْدُ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ مَعَكُمْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ مِنكُمْ ۚ وَأُو۟لُوا۟ ٱلْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ ۗ إِنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌۢ Daha sonra iman edip hicret eden ve sizinle birlikte cihad edenlere gelince, işte onlar da sizdendir. Allah’ın kitabınca, kan akrabaları birbirlerine varis olmaya daha lâyıktırlar. Şüphesiz Allah hakkıyla hakkıyla bilendir.
mulk suresi arapça oku enfal