Bir başka bedende tekrar dünyaya gelenler 3. Reenkarnasyon konusunda en ünlü 20 vakadan biri de Adanalı Adnan! Bir başka bedende tekrar dünyaya gelenler 3 Öldüktensonra tamamen yok olacağımız için böyle bir olay gerçekleşmeyecek. Yapılan iyilikler ve kötülükler tartılıp ona göre ödül ya da ceza verilmesi olayı yaşanmayacak. Benim bakış açım bu şekilde, soruna cevap verdiğini düşünüyorum. İsa (a.s.)'ın ahir zamanda yeniden yeryüzüne gelecek olması Kuran-ı Kerim'de ve hadislerde bildirilen bir gerçektir. Bediüzzaman da bu gerçeği dile getirmekte, hadislerde Hz. İsa (a.s.)'ın yeniden dünyaya geleceğinin açıkça bildirildiğini söylemektedir. Bu, samimi olarak iman edenler için çok kıymetli bir müjdedir. Ölümsonrasında ne var, buraya tekrar gelecek miyiz derseniz, elbette öncelikle bilmiyorum diyeceğim ve sonra eğer diye başlayacağım. Bilimsel olarak ölümden sonra bir şey yok, öldünüz gömüldünüz size ait bir anı ya da yeni başlayan bir süreç yok sizin için. Öldünüz ve hiçlik. öldüktensonra herkes dirilecek ama sen buna inanmazsan müslüman olmazsın. Çünkü ahirete inanmak imanın şartı. Müslümansan yakayı kurtarırsın tabi namazın falan tamsa.. Emoji Ekle Vay Tiền Nhanh Chỉ Cần Cmnd. Binlerce yıl öncesine dayanan Hint felsefesinin “TENASUH”, yani, ölümü tadıp biyolojik beden yaşamından ruh beden yaşamına geçtikten bir süre sonra yeniden bir biyolojik bedene girerek dünyaya geri dönme görüşü günümüzde yeni bir olguymuşçasına pazarlanmaya bu olay, İslam Dinince kabul ediliyormuşçasına bazı ayetlere dayandırılmakta; çeşitli teviller uydurularak, adeta İslami bir gerçekmişçesine inananlara yutturulmak olayının sonrasında yaşamın değişik bir bedenle devamı kaçınılmaz bir gerçektir!. Zira madem ki tüm bilim dünyası “varolan hiç bir şey yok olmaz” prensibinin kesin olduğunu kabullenmiştir; öyle ise varolan şuurunuzun-benliğinizin de yok olması asla düşünülemez!.. Bu da İnsan şuurunun, yani bilincinin-benliğinin asla yok olmayıp; ölüm olayının hemen sonrasında da hiç bir kesintiye uğramadan devam etmekte olduğunun açık göstergesidir..İnsanın şuuru yani “benliği” bu aşamada bu biyolojik bedenle varolduğuna ve bununla yaşamına devam ettiğine göre; ve bu benlik, varolması hasebiyle asla yok da olamıyacağına göre; öyle ise ölüm sonrasında da kesinlikle bellidir ki bulunduğu ortamın türünden bir bedenle yaşamına devam edegidecektir…Madde ötesi boyut mikrodalgaboyut olduğuna göre… İnsan beyni biyoelektrik enerjiyi mikrodalga yapıya dönüştürdüğüne göre, demek ki, insanın ölüm ötesi bedeni de mikrodalga beden olacak ve bu bedenle mikrodalga boyutta yaşamına devam edecektir…Peki madde dünyasında yani atomüstü boyutta biyolojik bedenle varolan ve beyniyle de biyoelektrik enerji kökenli zihinsel fonksiyonlarını mikrodalga yapıya dönüştürdüğü kesinlikle belirlenen insan, ölüm yani mikrodalga boyuta geçiş sonrasında tekrar dünyaya geri gelecek midir?REENKARNASYON, yani yeniden bedenlenmek suretiyle ayrıldığımız bu dünyaya geri gelme görüşünü, ancak İSLAM’ın açıkladığı yaşam SİSTEMİNİ ve İSLAM’ın “ALLAH” kavramını; ve bu kavramın doğal sonuçlarını fark ve idrak edemiyen; “TANRI” kavramından yola çıkarak olaya yüzeysel yaklaşan kişiler kabul edebilir!..“TANRI” ile; İSLAM DİNİ ve KUR’AN`ın açıkladığı “ALLAH” kavramı arasındaki farkı idrak edemeyen; “ALLAH” kavramını ve bu kavramın içeriğine dayanan evrensel sistemin işleyişini bilemeyen insanların, hayal ettikleri “ruhların gelip bedenlere girmesi” varsayımı tamamiyle asılsız bir görüştür!.. Nİçin?… Bu bölümde size bunu izah etmeye çalışacağız…Şunu öncelikle bilelim ki; İnsanların ruhları yukarıdaki bir tanrı tarafından, geçmişte herhangi bir zamanda ve herhangi bir yerde toplu olarak yaratılmış da; sonra da peyderpey dünyaya gönderilmekte değillerdir!.. Ne, yukarıda herhangi bir yerde oturmakta olan tanrı vardır; ne de yukarıdan dünyaya gelme sırası bekleyen insan ruhları!.. Bu sebebledir ki, ruhun dışarıdan gelip bir bedene girmesi asla sözkonusu değildir…Gerçekte algılayabildiğimiz iki boyut vardır.. Atomüstü boyut, ki buna madde alemi deriz… Atomaltı boyut, ki buna da mikrodalga boyut ya da RUHLAR ALEMİ denir..Evrende her şey salt enerji-bilinç boyutundan mikrodalga boyuta ve oradan da atomüstü madde boyutuna; ve daha sonra da tekrar atomaltı mikro dalga boyuta doğru yolculuk etmektedir..Beşer bilinci ve benliği atomüstü boyutta insanın beyin cevherinin oluşmaya başlamasıyla birlikte beden fabrikası tarafından üretilen ruha yani mikrodalga bedene yüklendiği içindir ki, biyolojik bedenin yaşamının son bulmasıyla birlikte ruh adı verilen yeni yapıyla devam eder…Her insan, yani beyin, beden, kendi mikrodalga ikizini üretir ve bu ikiziyle yaşamına devam insan beyninin ana işlevi insanın öiümötesi sonsuz yaşamını oluşturacak mikrodalga bedeni inşa etmek ve bilinci yani tüm zihinsel fonksiyonları buna RUH yani mikrodalga beden ise sadece kendi beyni tarafından oluşturulur ve yüklenilir.. Bu sebebledir ki, artık o ruhun yeniden dünyaya geri gelip, bir biyolojik bedene girerek yaşamına devam etmesi kesinilikle sözkonusu değildir.. Yaşamda sürekli ileriye gidiş sözkonusudur; asla geri dönüş yoktur…Bu sebebledir ki KUR’AN, ölümden sonra her ne şekilde olursa olsun dünyaya geri gelmenin mümkün olmadığını pek çok ayette vurgulamış; Hazreti Muhammed’de bu konuda açıklamalar yapmıştır… İşin sır yönüne vakıf olan İslam velileri ve mutasavvıfları dahi bu yolda düşüncelerini açıklıyarak “İnsan ruhunun beden yaratılmadan önce varolmadığını, bedenin varoluşundan sonra ruhun meydana geldiğini” açıklamışlardır..Nitekim, yaklaşık 900 sene önce yaşamış olan en büyük İslam alim ve mutasavvıflarından İmam Gazali, ruhların bedenlerden önce yaratılmış olduğu yolundaki safsatayı red için “Ravzatüt Talibin” isimli kitabında şöyle der“Allahu Tealanın fiilllerini; ve melaike vasıtası ile yıldızları, semaları hareket ettirerek yeryüzündeki canlıları ve bitkileri nasıl vücuda getirdiğini bilen kimse; hem Ademin kendi alemindeki tasarrufunun, halik tealanın büyük alemdeki tasarrufuna benzediğini ve hem de Resulullahın “Allah ademi kendi suretinde yarattı” açıklamasının manasını anlar..Denilirse ki ruhlar bedenlerle yaratıldığı halde, resulullahın; “ben yaradılışça peygamberlerin ilkiyim; peygamberlikçe de sonuncusuyum.. Ben nebi iken, Adem su ile çamur arasında bulunmaktaydı!.” sözünün manası nedir?Hakikat şu ki Bunların hiç birisinde ruhun kadim [bedenlerden önce geçmişte varolduğuna] olduğuna dair bir delil yoktur!..Fakat “Yaratılışça peygamberlerin ilkiyim” sözünün zahiri manasına göre, O’nun varlığının bedeninden önce yaratıldığına delalet ihtimali mevcuttur. Zahiri olmayan manası ise bellidir.. Tevili, açıklaması da mümkündür.. Fakat kat’i delil zahire meyletmez.. Bilakis zahirin teviline hükmetmede kullanılır..Nitekim Allah Teala hakkındaki benzetmenin zahirlerinde olduğu gibi.“Allahu teala ruhları cesedlerden ikibin yıl önce yarattı” sözüne gelince buradaki “ruhlardan” maksad “melaikenin ruhları”dır..Cesedlerden maksad da, arş, kürsi, semalar, yıldızlar topluluğu; hava su, yeryüzü gibi alemlerin cesedi, bünyesidir..“Ben yaratılışça peygamberlerin ilkiyim” sözüne gelince, buradaki “yaratılışça” [HALK] kelimesi “TAKDİR” manasınadır.. “İCAD” yani yaratıp vücutlandırma manasına değildir..Çünkü resulullah aleyhisselam ANNELERİ TARAFINDAN DÜNYAYA GETİRİLMELERİNDEN ÖNCE MEVCUT VE YARATILMIŞ gayeler ve kemaller, takdir hususunda önce, varlık hususunda sonradır. Zira Allah teala ialhi meseleleri, olayları kendi ilmine uygun olarak önce lehvi mahfuzda takdir eder, kadar, şayet varlığın iki şeklini de anladıysan; Resulullah’ın varlığının, Ademin varlığından önce; yani gözle görülen varlık değil de, ilk takdir edilen varlık olarak “önce” olduğunu anlamış olursun. Gazali’nin sözü burada bitti…Evet, İmam Gazali gibi Abdulkadir Geylani gibi işin hakikatına vakıf pekçok evliya insanların ruhlarının bedenlerinden önce yaratılmış olduğunu reddetmekte ve her insanın ruhunun bedeniyle birlikte ve bu bedenl tarafından üretilerek meydana geldiğini söylemektedirler…Bu konudaki çok geniş bilgi “RUH İNSAN CİN” isimli l0. baskısı yapılmakta olan kitapta çok özetle belirtelim ki… “RUH” adıyla bilinen yapı kişinin ana karnında 120. günde üretilmeye başlanan halogramik esaslı mirodalga bedenidir; ki, esas itibariyle beyin mahsulüdür. Her beyin dünyada kendi mikrodalga bedenini yani ruhunu üretir ve beynin durmasından sonra da bu mikro dalga beden bir daha dünyaya geri gelmek sözkonusu olmaksızın ileriye doğru yaşamına devam eder..Ölümü tadıp biyolojik bedenle ilişkisi kesilen kişinin bir daha dünyaya geri gelmeyeceğini vurgulayan KUR’AN`daki şu ayeti iyi anlamak gerekir“HERBİRİNE ÖLÜM ERDİĞİNDE; RABBİM BENİ GERİ DÖNDÜR DÜNYA YAŞAMINA DA, YAPMADIKLARIMI YAPAYIM; DERLER..BU KESİNLİKLE MÜMKÜN DEĞİLDİR!. MAHŞERDEKİ BA’S tüm insanların biraraya gelmesi GÜNÜNE KADAR BERZAHTADIRLAR” [Sure 23 ayet 99/100]Resulullah “ÖLDÜKTEN SONRA GERİ DÖNDÜRÜLECEK YOKTUR” buyurmuştur. [HAK DİNİ c 6, s 4197]KUR’AN 6. surenin 128. ayetinde ise insanların farkında olarak veya olmayarak CİN etkisi altına girmeleri gerçeğine söşle işaret eder“… EY CİN TOPLULUĞU, İnsanların EKSERİYETİNİ hükmünüz altına aldınız!..”Kur’an-ı Kerimde “CİNLER” Hakında bir sure ve pekçok ayet vardır… “CİNLERi” inkar eden, gerçeği inkar edenlerden olur..Yukarıdaki ayetin devamında şöyle der“İnsanlardan onları CİNLERİ dost edinenler de -Rabbimiz biz birbirimizden faydalandık, ve bizim için takdir edilen vakte ulaştık; derler.. Allah, yeriniz ateştir; Allah’ın diledikleri dışındakiler ebedi olarak orada kalıcıdırlar..”“ŞEYTAN” denilen “İBLİS” dahi “CİNLER”DENDİR.. BU gerçek de KEHF suresinin 50. ayetinde şöyle vurgulanır“… ANCAK İBLİS SECDE ETMEDİ ademe CİN TÜRÜNDEN OLDUĞU İÇİN!.”Cinlerin en büyük arzusu insanların inançlarını saptırarak Kur’anı reddettirmektir.. Bunun içinde tamamiyle asılsız ilhamlar vererek İslam dışı düşünce sistemlerine hind inançlarına sapmalara yol açarlar.. İnsanları “ALLAH” inancından saptırarak “TANRI” inancına yönlendirip; tevhid inancına ters varsayımlara sokarlar…İnsanların, kendi türlerine çok büyük bir fitne olan “CİN”lerden ve onların tehlikelerinden korunabilmeleri için önce “CİNLERİ” İYİ TANIMALARI ZORUNLUDUR!. Zira Kur’an-ı Kerimde sayısız defa uyarıldıkları “ŞEYTAN” bu cinlerdir!.“CİNLERİN” yapıları Kur’anda “Dumansız ateş” yani “mikrodalga” ya da “mesamata nüfuz eden zehirleyici” ateş yani ışınsalyapı olarak tarif edilmektedir… Onların bize olan tesirleri tıpkı telapati dalgalarının beyin tarafından deşifre edilişi gibi olur; bu yüzden de nasıl ve nereden geldiğini farkedemeyiz..Son olarak şunu bildirelim…Eğer, ruhlarla görüştüğünü sananlar; cinlerden zarar görenler, reenkarnasyona inananlar, kendilerine büyü yapıldığınıdüşünenler yahut kendisinde çeşitli baskılar hissedenler şu ayetleri ezberleyip hergün 300-500 defa okurlarsa çok kısasürede büyük faydalar görürler… Kur’an-ı Kerimin Sad suresi 41. ayeti ile Müminun suresi 98/99. ayetleri olan dua şudurRabbi enniy messeniyeş şeytanu binusbin ve azaba. Rabbi euzübike min hemezatiş şeyatıni ve euzübike rabbi en yahdurun.. Ve hifzan min külli şeytanin * Bu konulardaki kapsamlı bilgi, AHMED HULUSİ’nin Kitsan yayınları arasında çıkan “RUH İNSAN CİN”; “İNSAN ve SIRLARI”; “EVRENSEL SIRLAR” ve “Hz. MUHAMMED NEYİ OKUDU” isimli kitaplarında mevcuttur.* * * Ahmed Hulûsi'nin Eserlerinin hiçbirinde telif hakkından kaynaklanan herhangi bir tür bedel talebi yoktur. Ahmed Hulûsi’nin resmi web sitesi Twitter hesabı ahmedhulusi ve facebook hesabı ahmed-hulusi adresler dışındaki sosyal iletişim siteleri veya herhangi bir internet sitesinde, adresinden orijinaline sadık kalınarak yapılmış alıntıların dışındaki, Ahmed Hulûsi adı altında yazılan, konuşulan, söylenenlerin hiçbiri Ahmed Hulûsi’ye ait değildir. Hikmet Şener tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. Mesaj veya hatâ bildirimi için info adresini kullanabilirsiniz. Sadece bir düşünce.. Şimdi benim bilinç kodlarım 1-2-3 olarak geçiyor.. Bu kodlarım zamanla gelişebilir veya geriye dönebilir.. İhtimaller çok yüksek ve sonsuz.. Öldük, 1-2-3 kodlarımız, bilincimiz evrene dağıldı.. Uykuyu düşünelim, rüyasız geçen bir uyku.. Uyandığımızda geçen süreyi hissetmeyeceksiniz.. Uykunuz ağrısız, hafif geçecek.. Uyandıktan sonra ise kodlarınız tekrar bir araya gelmiş olacak.. Yan 1-2-3 olarak geçen kodlarınız tekrar birleşecek.. Çünkü evrende ihtimaller sonsuz.. Bir kere birleşebilen kod, yine birleşecektir. O yüzden kesin bir yok oluş yok gibi. 1-2-3 kodlarınız tekrar birleşim gösterdi ve yaşam döngünüz devam ediyor.. Belki yaşam döngünüz sürecince kodlarınız gelişecek ve üstün bir türe dönüşeceksiniz.. Belki güçlenen 1-2-3 kodlarınız, bir zaman gelecek bir güneşe tekamül edecek.. Belki de hiç sanmadığınız kadar yaşamanız olmuştur.. Bu işin matematiksel kısmı.. İlahi kavramda ise reenkarnasyon ve karma mevcut.. Özetle karma ve reenkarnasyon nedir.. Karma bir kişinin, bir enerjinin evren üzerinde gerçekleştirdiği olayların, ona mıknatıs gibi tekrar dönmesidir.. Çekim yasasıdır. Bu yasa illa ki içinde bulunduğunuz bedende hissedilecek diye bir şey yok.. Kötülük yaptınız, bir zaman gelecek ki aynısını hissedeceksiniz.. Gelişeceksiniz.. Reenkarnasyon nedir? Reenkarnasyon yaşayan enerjilerin, canlıların dünya'ya tekrar gelmesidir.. Karma ve reenkarnasyon birleşince, kişi yaşamının hak kısmında kaldığı yerden devam eder.. İnsan olarak geldi, uzaylı olarak devam etmeyi hak etti.. Siz ölünce evrim, adaptasyon, mutasyon dünya içinde devam eder. Lakin tekamülünüz farklıdır. Belki evrensel enerjik farkındalığınız bir sonraki yaşamınızı bir üstün canlı kılıfına sokabilir.. Siz öldükten sonra, yaşam döngünüz askıya alınır.. Döngüler ve matematik o kadar sonsuzdur ki, size ait olan bir yaşam döngüsünde devam edebilmeniz kaçınılmazdır.. Sevgiler.. SORU insanların öldükten sonra ruhu başka bir bedenle dünyaya geri mi geliyor? … CEVAP İnsan öldükten sonra ruhun başka bir bedenle geri geldiği hakkındaki inanca reenkarnasyon denilir. Reenkarnasyon, İslâm bilginlerinin çoğunluğu tarafından 12, 2003Bir ruh dünyaya kaç kere gelir?Reenkarnasyon alanında araştırma yapan bilimadamları, bugüne kadar dünya üzerinde ortalama 95 milyar insanın yaşayıp öldüğünü tahmin ediyor. 6 milyar ruhun en az 10-15 kere hayata dönmüş olabileceği tahmin sonra tekrar dünyaya gelmeye ne denir?Reenkarnasyon veya ruh göçü, ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır. Reenkarnasyon kavramı Asya dinlerindeki tenasüh kavramından biraz farklı olmakla birlikte, benzerlik arz eder. Günümüzde ruh göçüne inanan insanların sayısı bir milyarı başka bir bedene girer mi?Ruhun başka canlıların bedenlerine girmesine tenâsüh denilir. Tenâsüh, diğer hayvanlardaki ruhların bir gün insan bedenine girmesi, insan bedeninde olgunluk kazanarak kâinâtın küllî ruhuna kişinin insan geçmişte yaptıklarının karşılığını başka bir bedende dünyaya tekrar gelerek görecektir şeklinde düşünmesi seçeneklerden hangisinde inandığını göstergesidir?Bu kelimenin Türkçe karşılığı da ruh göçü tena- süh anlamına gelmektedir. Bu tanımlara göre, reenkarnasyon inancı, ölümden sonra ruhun yeni- den insan vücuduna tekrar gelmesi ve yeniden bir bedende yaşamaya kaç defa olur?Bugüne kadar tam 3722 kez reenkarne olmuş ve birçok farklı canlı olarak gelmişsin sonra ruh ailesini görür mü?İbn-i Ebi Dünya, Amr bin Dinar'dan rivayet ettiğine göre “Her ölen kendisinden sonra ailesinde olacağı her şeyi bilir. Onlar onu yıkarken, kefenlerken o hep onlara bakıyor.” sonra ruh dolaşır mi?İmanlı ölen ve kabir azabı görmeyen insanların ruhları serbest dolaşır. Bu sebeple pek çok yere gidip gelebilirler. Bir anda çok yerde bulunabilirler. … Aynen bunun gibi, bu dünyadaki insanlar da ölüm ile öbür tarafa doğarlar ve orada dolaşırlar. Binlerce yıl öncesine dayanan Hint felsefesinin “TENASUH”, yani, ölümü tadıp biyolojik beden yaşamından ruh beden yaşamına geçtikten bir süre sonra yeniden bir biyolojik bedene girerek dünyaya geri dönme görüşü günümüzde yeni bir olguymuşçasına pazarlanmaya çalışılmaktadır. Üstelik bu olay, İslam Dinince kabul ediliyormuşçasına bazı ayetlere dayandırılmakta; çeşitli teviller uydurularak, adeta İslami bir gerçekmişçesine inananlara yutturulmak istenmektedir. Ölüm olayının sonrasında yaşamın değişik bir bedenle devamı kaçınılmaz bir gerçektir!. Zira madem ki tüm bilim dünyası “varolan hiç bir şey yok olmaz” prensibinin kesin olduğunu kabullenmiştir; öyle ise varolan şuurunuzun-benliğinizin de yok olması asla düĢünülemez!.. Bu da İnsan şuurunun, yani bilincinin-benliğinin asla yok olmayıp; ölüm olayının hemen sonrasında da hiç bir kesintiye uğramadan devam etmekte olduğunun açık göstergesidir.. İnsanın şuuru yani “benliği” bu aşamada bu biyolojik bedenle varolduğuna ve bununla yaşamına devam ettiğine göre; ve bu benlik, varolması hasebiyle asla yok da olamıyacağına göre; öyle ise ölüm sonrasında da kesinlikle bellidir ki bulunduğu ortamın türünden bir bedenle yaşamına devam edegidecektir… Madde ötesi boyut mikrodalgaboyut olduğuna göre… İnsan beyni biyoelektrik enerjiyi mikrodalga yapıya dönüştürdüğüne göre, demek ki, insanın ölüm ötesi bedeni de mikrodalga beden olacak ve bu bedenle mikrodalga boyutta yaşamına devam edecektir… Peki madde dünyasında yani atomüstü boyutta biyolojik bedenle varolan ve beyniyle de biyoelektrik enerji kökenli zihinsel fonksiyonlarını mikrodalga yapıya dönüĢtürdüğü kesinlikle belirlenen insan, ölüm yani mikrodalga boyuta geçiş sonrasında tekrar dünyaya geri gelecek midir? REENKARNASYON, yani yeniden bedenlenmek suretiyle ayrıldığımız bu dünyaya geri gelme görüĢünü, ancak İSLAM‟ın açıkladığı yaşam SİSTEMİNİ ve İSLAM‟ın “ALLAH” kavramını; ve bu kavramın doğal sonuçlarını fark ve idrak edemiyen; “TANRI” kavramından yola çıkarak olaya yüzeysel yaklaşan kiĢiler kabul edebilir!.. “TANRI” ile; İSLAM DİNİ ve KUR‟AN’ın açıkladığı “ALLAH” kavramı arasındaki farkı idrak edemeyen; “ALLAH” kavramını ve bu kavramın içeriğine dayanan evrensel sistemin işleyişini bilemeyen insanların, hayal ettikleri “ruhların gelip bedenlere girmesi” varsayımı tamamiyle asılsız bir görüştür!.. Niçin?… Bu bölümde size bunu izah etmeye çalışacağız… ġunu öncelikle bilelim ki; insanların ruhları yukarıdaki bir tanrı tarafından, geçmişte herhangi bir zamanda ve herhangi bir yerde toplu olarak yaratılmış da; sonra da peyderpey dünyaya gönderilmekte değillerdir!.. Ne, yukarıda herhangi bir yerde oturmakta olan tanrı vardır; ne de yukarıdan dünyaya gelme sırası bekleyen insan ruhları!.. Bu sebebledir ki, ruhun dıĢarıdan gelip bir bedene girmesi asla sözkonusu değildir… Gerçekte algılayabildiğimiz iki boyut vardır.. Atomüstü boyut, ki buna madde âlemi deriz… Atomaltı boyut, ki buna da mikrodalga boyut ya da RUHLAR ÂLEMİ denir.. Evrende her Ģey salt enerji-bilinç boyutundan mikrodalga boyuta ve oradan da atomüstü madde boyutuna; ve daha sonra da tekrar atomaltı mikro dalga boyuta doğru yolculuk etmektedir.. Beşer bilinci ve benliği atomüstü boyutta insanın beyin cevherinin oluşmaya başlamasıyla birlikte beden fabrikası tarafından üretilen ruha yani mikrodalga bedene yüklendiği içindir ki, biyolojik bedenin yaşamının son bulmasıyla birlikte ruh adı verilen yeni yapıyla devam eder… Her insan, yani beyin, beden, kendi mikrodalga ikizini üretir ve bu ikiziyle yaşamına devam eder. Esasen insan beyninin ana işlevi insanın öiümötesi sonsuz yaşamını oluşturacak mikrodalga bedeni inşa etmek ve bilinci yani tüm zihinsel fonksiyonları buna yüklemektir. Her RUH yani mikrodalga beden ise sadece kendi beyni tarafından oluĢturulur ve yüklenilir.. Bu sebebledir ki, artık o ruhun yeniden dünyaya geri gelip, bir biyolojik bedene girerek yaşamına devam etmesi kesinlikle sözkonusu değildir.. Yaşamda sürekli ileriye gidiş sözkonusudur; asla geri dönüş yoktur… Bu sebebledir ki KUR‟ÂN, ölümden sonra her ne şekilde olursa olsun dünyaya geri gelmenin mümkün olmadığını pek çok ayette vurgulamış; Hazreti Muhammed‟de bu konuda açıklamalar yapmıĢtır… İşin sır yönüne vakıf olan islam velileri ve mutasavvıfları dahi bu yolda düşüncelerini açıklayarak “İnsan ruhunun beden yaratılmadan önce varolmadığını, bedenin varoluĢundan sonra ruhun meydana geldiğini” açıklamışlardır.. Nitekim, yaklaşık 900 sene önce yaşamış olan en büyük İslam alim ve mutasavvıflarından İmam Gazali, ruhların bedenlerden önce yaratılmış olduğu yolundaki safsatayı red için “Ravzatüt Talibin” isimli kitabında şöyle der “Allahu Tealanın fiilllerini; ve melaike vasıtası ile yıldızları, semaları hareket ettirerek yeryüzündeki canlıları ve bitkileri nasıl vücuda getirdiğini bilen kimse; hem Ademin kendi âlemindeki tasarrufunun, halik tealanın büyük alemdeki tasarrufuna benzediğini ve hem de Rasulullahın “Allah ademi kendi suretinde yarattı” açıklamasının manasını anlar.. Denilirse ki ruhlar bedenlerle yaratıldığı halde, Rasulullahın; “ben yaradılışça peygamberlerin ilkiyim; peygamberlikçe de sonuncusuyum.. Ben nebi iken, Adem su ile çamur arasında bulunmaktaydı!.” sözünün manası nedir? Hakikat şu ki Bunların hiç birisinde ruhun kadim [bedenlerden önce geçmişte varolduğuna] olduğuna dair bir delil yoktur!.. Fakat “Yaratılışça peygamberlerin ilkiyim” sözünün zahiri manasına göre, O‟nun varlığının bedeninden önce yaratıldığına delalet ihtimali mevcuttur. Zahiri olmayan manası ise bellidir.. Tevili, açıklaması da mümkündür.. Fakat kat‟i delil zahire meyletmez.. Bilakis zahirin teviline hükmetmede kullanılır.. Nitekim Allah Teala hakkındaki benzetmenin zahirlerinde olduğu gibi. “Allahu teala ruhları cesedlerden ikibin yıl önce yarattı” sözüne gelince buradaki “ruhlardan” maksad “melaikenin ruhları”dır.. Cesedlerden maksad da, arş, kürsi, semalar, yıldızlar topluluğu; hava su, yeryüzü gibi alemlerin cesedi, bünyesidir.. “Ben yaratılışça peygamberlerin ilkiyim” sözüne gelince, buradaki “yaratılışça” [HALK] kelimesi “TAKDİR” manasınadır.. “İCAD” yani yaratıp vücutlandırma manasına değildir.. Çünkü Rasulullah aleyhisselam ANNELERİ TARAFINDAN DÜNYAYA GETİRİLMELERİNDEN ÖNCE MEVCUT VE YARATILMIŞ DEĞİLDİ. Fakat gayeler ve kemaller, takdir hususunda önce, varlık hususunda sonradır. Zira Allah teala ilahi meseleleri, olayları kendi ilmine uygun olarak önce lehvi mahfuzda takdir eder, şekillendirir. Buraya kadar, şayet varlığın iki şeklini de anladıysan; Rasulullah‟ın varlığının, Ademin varlığından önce; yani gözle görülen varlık değil de, ilk takdir edilen varlık olarak “önce” olduğunu anlamış olursun. Gazali‟nin sözü burada bitti… Evet, İmam Gazali gibi Abdulkadir Geylani gibi işin hakikatına vakıf pekçok evliya insanların ruhlarının bedenlerinden önce yaratılmış olduğunu reddetmekte ve her insanın ruhunun bedeniyle birlikte ve bu bedenl tarafından üretilerek meydana geldiğini söylemektedirler… Bu konudaki çok geniş bilgi “RUH İNSAN CİN” isimli yapılmakta olan kitapta mevcuttur. Burada çok özetle belirtelim ki… “RUH” adıyla bilinen yapı kişinin ana karnında 120. günde üretilmeye başlanan halogramik esaslı mikrodalga bedenidir; ki, esas itibariyle beyin mahsulüdür. Her beyin dünyada kendi mikrodalga bedenini yani ruhunu üretir ve beynin durmasından sonra da bu mikro dalga beden bir daha dünyaya geri gelmek sözkonusu olmaksızın ileriye doğru yaşamına devam eder.. Yeniden bedenlenerek insanların dünyaya geri geleceğini savunan ruhçular Kur‟ân„ın bazı âyetlerini de çarpıtarak yorumlamaktadırlar. Davalarına delil olarak kullanmak istedikleri âyetlerin gerçek yorumları ise Ģunlardır; 1. ALLAH‟A NASIL OLUP DA KÜFREDİYORSUNUZ?.. SİZ ÖLÜLER İKEN, O DİRİLTTİ.. SONRA, SİZİ YİNE O ÖLDÜRECEK, TEKRAR O SİZİ DİRİLTECEK VE NİHÂYET O‟NA DÖNDÜRÜLECEKSİNİZ…2-28 2. GECEYİ GÜNDÜZÜN İÇİNE SOKARSIN; GÜNDÜZÜ GECEYE SOKARSIN… ÖLÜDEN DİRİ ÇIKARTIRSIN; DİRİDEN ÖLÜ ÇIKARTIRSIN… DİLEDİĞİNE HESAPSIZ RIZIK VERİRSİN..3-27 3. Nûh Nebi, kavmine hitap etmekte devam ederek; ALLAH SİZİ YERDEN OT GİBİ BİTİRDİ.. SONRA SİZİ YİNE ONUN İÇİNE DÖNDÜRECEK; SONRA SİZİ YENİ BİR ÇIKIŞLA ÇIKARTACAK… ALLAH YERİ SİZİN İÇİN BİR DÖŞEK YAPMIŞTIR… ONUN GENİŞ YOLLARINDA, GEZİP DOLAŞASINIZ DİYE…71-17/18/19/20 Evet, işte reenkarnasyoncuların, islâm câmiasını yanlarına çekebilmek için davalarını ispatlamaya çalıştıkları birkaç âyet meâli.. Âyetleri izah ettiğimiz zaman, ne kadar çaba sarfettikleri ve mânâyı dejenere ettikleri ortaya çıkacaktır.. 1. Âyetin mânâsı; Ey insanlar, siz nasıl olup da Allah‟a küfreder, yani Allah‟ın mevcudiyeti gerçeğini örtmeye çalıĢırsınız?.. Kİ SİZLER ÖLÜ İKEN, yani insan bahsinde ölümün ne demek olduğunu izah ettiğimiz gibi, daha bedene sokulmadan madde kaydı altına alınmazdan evvel, sizi O DİRİLTTİ yani sizi maddeye sokarak bir bedene sokulmadan, madde kaydı altına alınmazdan önce; SONRA SİZİ YİNE O ÖLDÜRECEK yani tekrar bürünmüş olduğunuz bedenle irtibatınızı keserek madde kaydından kurtaracak ve bedeninizi gelmiş olduğu asıla yani toprağa döndürecek; TEKRAR O SİZİ DİRİLTECEK yani kıyamet akabinde hesab gününde tekrar maddeye bürüyerek dünya üzerinde madde kaydıyla var olmanızı yani dirilmenizi sağlayacak; VE NİHÂYET O‟NA DÖNDÜRÜLECEKSİNİZ yani artık bir daha geriye gelmemek yani tekrar madde kaydına bürünmemek üzere maddeden ayrılacak ve ALLAH‟A KAVUŞACAKSINIZ.. Görüldüğü gibi âyet incelendiği zaman asla yukarıda da belirttiğimiz gibi, defalarca dünyaya gelip gidip tekâmül etmek ve tekâmül edene kadar da sayısız defa dünyaya gelip gitmek diye bir Ģeyden asla bahsedilmemektedir.. Eğer onların iddia ettiği gibi, defalarca gelip gitmek olsaydı mutlaka bu durum bu veya baĢka bir âyette belirtilmiĢ olacaktı… 2. olarak verilen âyetin mânâsına gelince; GECEYİ GÜNDÜZÜN İÇİNE SOKAR yani geceyi gündüze dönüştürür; GÜNDÜZÜ GECEYE SOKARSIN yani gündüzü geceye çevirirsin… yani hiçbir şeyi bir minval üzere bırakmaz,her şeyi bir aksine tebdil edersin.. ÖLÜDEN DİRİ ÇIKARTIR, madde kaydına girmemiş olanları madde kaydına sokarak ete-kemiğe bürüyerek dünyada var eder, diriyi ortaya çıkartır; sonra da DİRİDEN ÖLÜYÜ çıkartır, ete-kemiğe bürünüp madde dünyasında bedenle görünen diri diye adlandırılanları ÖLDÜRÜP yani madde kaydından çıkartırsın… Dilediğine hesapsız rızık verirsin.. Görüldüğü gibi bu âyette de asla ve asla tekrar tekrar dünyadan gidip de sonra tekrar tekâmül! etmek için dünyaya geri gelmekten değil bahis, îmâ bile edilmemektedir… Ancak ne çare ki, iddiasını ispat çabası içine düĢmüĢ bulunan bazı cinlerin kandırdığı bu gibi kiĢiler maalesef bu âyetlerden yardım almak için, bu Ģekle sokmuĢlardır âyetlerin mânâsını kendi mantıklarınca… Nitekim bu kişiler tetkik edildiği zaman görülecektir ki, gerek islâmiyet ve gerekse Kur‟ân hakkında zerre kadar bilgiye sahip değillerdir… 3. olarak verilen âyetin mânâsına gelince… ALLAH SİZİ YERDEN OT GİBİ BİTİRDİ yani ceddiniz ve yeryüzünde görülen ilk insan olan ÂDEM‟i topraktan halketti; bedeninin cüzlerini aslı toprak olan bir takım elementlerin birleĢmesinden meydana getirdi… SONRA SİZİ TEKRAR ONUN İÇİNE DÖNDÜRECEK yani sizin bedenle ilişkinizi keserek madde kaydından ayıracak ve bedeninizi aslı olan toprağa dönüştürecek.. SONRA SİZİ YENİ BİR ÇIKIŞLA ÇIKARTACAK yani hesab günü gelip çattığında sizi bu defa yeni bir çıkışla yani eskisi gibi küçükten maddeye bürünüp de tâ büyüyene kadar bir devre geçirmeden, mezara konulmuş olduğunuz andaki yapınızla bir anda bedeninizi halkedip ana yapınızı ona sokarak YENİ bir şekilde topraktan çıkartacaktır… ALLAH, YERİ SİZİN İÇİN BİR DÖŞEK YAPMIŞTIR, yani maddi yapınızla üzerinde yaşayabileceğiniz bir şekilde var etmiştir. ONUN GENİŞ YOLLARINDA GEZİP DOLAŞASINIZ diye, yani tâ ki dünyanın istenen yerinde dilediğiniz gibi gezip istediğiniz yerde yaĢayasınız diye… Burada bir de daha öte bir mânâ üzerinde duralım iki kelimenin… Tasavvufi mânâda VER‟den kasıt, kiĢinin “AKIL”ı kastedilmektedir ki, eğer bu mânâda yukarıdaki iki âyet incelenirse, o takdirde mânâ “Allah, aklı sizin için bir döşek yani geniş bir saha olarak vermiştir ki, onun geniş yollarında çeşitli kullanılış şekillerine göre ortaya çıkan düşünce yollarında gezip dolaşasınız“ diye izah edilir… Yani insana çeşitli yollar üzerinde dolaşabilecek bir yapı, buna karşılık da Allah‟ın yürünmesini istediği yolu “sırat-ı mustakim”i gösteren Kur‟ân’ı vermiştir.. Bilmem bir parça olsun izah edebildik mi, cinlere tâbi olarak reenkarnasyonu güyâ dini yoldan ispatlayabileceklerini sananların ne kadar çürük temellere fikirlerini inşâ ettiklerini… Ölümü tadıp biyolojik bedenle iliĢkisi kesilen kiĢinin bir daha dünyaya geri gelmeyeceğini vurgulayan KUR‟ÂN’daki şu ayeti iyi anlamak gerekir “HERBİRİNE ÖLÜM ERDİĞİNDE; RABBİM BENİ GERİ DÖNDÜR DÜNYA YAŞAMINA DA, YAPMADIKLARIMI YAPAYIM; DERLER.. BU KESİNLİKLE MÜMKÜN DEĞİLDİR!. MAHŞERDEKŞ BA‟S tüm insanların biraraya gelmesi GÜNÜNE KADAR BERZAHTADIRLAR” [Sure 23 ayet 99/100] Rasulullah “ÖLDÜKTEN SONRA GERİ DÖNDÜRÜLECEK YOKTUR” buyurmuĢtur. [HAK DİNİ c 6, s 4197] KUR‟ÂN 6. surenin 128. ayetinde ise insanların farkında olarak veya olmayarak CİN etkisi altına girmeleri gerçeğine şöyle işaret eder “… EY CİN TOPLULUĞU, Ġnsanların EKSERİYETİNİ hükmünüz altına aldınız!..” Kur‟an-ı Kerimde “CİNLER” Hakkında bir sure ve pekçok ayet vardır… “CİNLERi” inkar eden, gerçeği inkar edenlerden olur.. Yukarıdaki ayetin devamında Ģöyle der “İnsanlardan onları CİNLERİ dost edinenler de -Rabbimiz biz birbirimizden faydalandık, ve bizim için takdir edilen vakte ulaştık; derler.. Allah, yeriniz ateştir; Allah‟ın diledikleri dışındakiler ebedi olarak orada kalıcıdırlar..” “ŞEYTAN” denilen “İBLİS” dahi “CİNLER”DENDİR.. BU gerçek de KEHF suresinin 50. ayetinde şöyle vurgulanır “… ANCAK İBLİS SECDE ETMEDİ ademe CİN TÜRÜNDEN OLDUĞU İÇİN!.” Cinlerin en büyük arzusu insanların inançlarını saptırarak Kur‟ân‟ı reddettirmektir.. Bunun içinde tamamiyle asılsız ilhamlar vererek islam dışı düşünce sistemlerine hind inançlarına sapmalara yol açarlar.. insanları “ALLAH” inancından saptırarak “TANRI” inancına yönlendirip; tevhid inancına ters varsayımlara sokarlar… İnsanların, kendi türlerine çok büyük bir fitne olan “CİN”lerden ve onların tehlikelerinden korunabilmeleri için önce “CİNLERİ” İYİ TANIMALARI ZORUNLUDUR!. Zira Kur‟an-ı Kerimde sayısız defa uyarıldıkları “ŞEYTAN” bu cinlerdir!. “CİNLERİN” yapıları Kur‟anda “Dumansız ateş” yani “mikrodalga” ya da “mesamata nüfuz eden zehirleyici” ateş yani ışınsalyapı olarak tarif edilmektedir… Onların bize olan tesirleri tıpkı telapati dalgalarının beyin tarafından deĢifre edilişi gibi olur; bu yüzden de nasıl ve nereden geldiğini farkedemeyiz.. Son olarak şunu bildirelim… Eğer, ruhlarla görüştüğünü sananlar; cinlerden zarar görenler, reenkarnasyona inananlar, kendilerine büyü yapıldığını düşünenler yahut kendisinde çeşitli baskılar hissedenler şu âyetleri ezberleyip hergün 300-500 defa okurlarsa çok kısa sürede büyük faydalar görürler… Kur‟an-ı Kerimin Sad suresi 41. ayeti ile Müminun suresi 98/99. ayetleri olan dua şudur.[1] Rabbi enniy messeniyeş şeytanu binusbin ve azaba. Rabbi euzübike min hemezatiş şeyatıni ve euzübike rabbi en yahdurun.. Ve hifzan min külli şeytanin marid. [1] Bu konulardaki kapsamlı bilgi, AHMED HULUSİ‟nin “RUH İNSAN CİN”; “İNSAN ve SIRLARI”; EVRENSEL SIRLAR” ve “Hz. MUHAMMED NEYİ OKUDU” isimli kitaplarda mevcuttur. siteden kitaplara ücretsiz ulaşabilirsiniz.

öldükten sonra tekrar dünyaya gelecek miyiz